Mesajda şu ifadelere yer verildi:
“Kişiler doğuştan veya sonradan herhangi bir hastalık veya kaza sonucu bedensel, zihinsel, ruhsal, sosyal yeteneklerini çeşitli derecelerde kaybedebilmektedir. Günlük hayatımızda kronik hasta olan, işitme, görme, konuşma engeli bulunan, ruhsal, zihinsel veya ortopedik engelli kişilerle bir arada yaşıyoruz. Engelli olmak maalesef toplumda zaman zaman yanlış algılanıyor. Çoğu zaman sahip olunan temel hakların kullanımını kısıtlayan bir engel olarak değerlendiriliyor. Ancak bu yaklaşım yanlıştır.
Ülkemizde ve dünyada engelli bireylere yönelik farkındalığın her geçen gün artması, bu kişilerin sorunlarını daha fazla görünür kılmakta ve onların yaşam kalitesini artırmaya yönelik çözüm arayışlarını hızlandırmaktadır.
Engelli bireylerin yaşam kalitesini artırmanın yolu ülkede uygulanacak politikaların bütüncül biçimde “engelli dostu” niteliğinde olmasından geçmektedir. Bu yaklaşım, öncelikle engelliye karşı var olan yanlış toplumsal tutumu değiştirmeyi zorunlu kılmaktadır.
Dünya Sağlık Örgütü’nün geçmişte yayınladığı Dünya Engellilik Raporu’na göre, dünyada bir milyardan fazla engelli insan bulunmaktadır. TÜİK tarafından yapılan bir araştırmaya göre, ülkemizde nüfusun yüzde 12,3’ü engellidir. Diğer bir ifadeyle yaklaşık 10 milyon vatandaşımız hayatlarını devam ettirme konusunda kayda değer zorluklar yaşamaktadır.
Toplumun bütün kesimlerine düşen görev, engelli insanlarımızın kendilerini ve hayallerini gerçekleştirebilecekleri, eşit vatandaşlar olarak toplumda var olabilecekleri imkânları sunarak zihinlerdeki engelleri ortadan kaldırıp engellilerle birlikte dünyayı daha yaşanabilir bir hale getirmektir.
Gerekli fırsat ve imkân sağlandığında, engelliler beceri ve yeteneklerini yaşamın her alanında gösterebilmektedir. Engellilerin sağlık, eğitim, istihdam, ulaşılabilirlik ve toplumsal yaşamın diğer alanlarında ayırımcılığa yol açmadan fırsat eşitliği tanınması bu açıdan önem taşımaktadır.
Birleşmiş Milletler Engelli Hakları Sözleşmesi’ne göre; engelli bireyler herkesle aynı hak ve özgürlüklere sahiptir. Bu hak ve özgürlüklerden tam ve eşit olarak yararlanılması için alınması gereken tüm önlemler devletlerin insan hakları yükümlülükleri kapsamında değerlendirilmektedir.
Eğitimden ekonomik ve sosyal alanlara kadar engellilere yönelik yapılacak düzenlemeler engellilerin görüşleri alınarak gerçekleştirilmelidir. Engelli istihdamını arttırmak ve istihdam edildikleri alanlarda “engelsiz” çalışabilmeleri için gerekli politikalar uygulanmalıdır.
Engelli bireylerin haklarının geliştirilmesi ve sorunlarının çözülmesi için toplumun bütün kesimlerine büyük sorumluluklar düşmektedir. Konfederasyonumuz, engelli bireylerin mesleki eğitimi, istihdamı, iş kurmaları faaliyetleri çerçevesinde gereken kurumsal desteği her zaman vermiş, sağlanan bu destekler sayesinde engelliler aileleriyle birlikte refahları artmıştır.
Çalışma hayatında her yıl iş kazası sonucu yüzlerce işçi yaşamını yitirmekte, çalışabilme gücünü kaybederek engelli durumuna düşmektedir. İşçilerin çalışma koşullarından kaynaklanan risklerden korunmasını sağlamak, sağlıklarının bozulmasını önlemek, kendilerine uygun işlere yerleştirmek, işin insana ve insanın işe uyumunu sağlamak -her zaman olduğu gibi- öncelikli konularımız arasında yer
10-16 Mayıs Engelliler Haftası’nın engelliler ve karşılaştığı sorunların çözümüne yönelik hassasiyetin ve bilincin artmasına vesile olmasını temenni ediyor, tüm engelli bireylerimize aileleri ile birlikte sağlıklı, mutlu ve başarılı bir hayat diliyoruz.”