Devletimize ve milletimize ağır bedeller ödeten darbe ve muhtıralarla dolu Cumhuriyet tarihimizde, post-modern darbe olarak tanımlanan 28 Şubat 1997 tarihli darbenin bugün yıl dönümü.
28 Şubat 1997 tarihinde yapılan Milli Güvenlik Kurulu toplantısı sonucu açıklanan kararla başlayan süreç, ordu-bürokrasi merkezli post-modern bir darbe olarak siyasal hayatımızda kara bir leke olarak yerini almıştır.
Hangi gerekçeyle ve hangi odaklar tarafından yapılmış/verilmiş olursa olsun darbe ve muhtıralar, memleketimizin ve milletimizin onlarca yılının heba olmasına, utançla ve üzüntüyle hatırladığımız insan hakları ihlallerine yol açmıştır. Anayasal ilkeler ve Anayasa ile güvence altına alınan çeşitli temel hak ve özgürlükler, demokrasinin ve hukukun evrensel normlarına aykırı olarak üretilen gerekçelerle cüretkar bir şekilde çiğnenmiştir.
Dünya ölçeğinde yaşanan tecrübeler göstermiştir ki devleti korumanın ve güçlendirmenin yolu, demokrasiyi, hukukun üstünlüğünü hakim kılmak ve milli iradenin özgürce tecelli etmesini sağlamaktır.
Toplum olarak siyaset kurumuyla, işçisiyle, sanayicisiyle, çiftçisiyle, esnafıyla zamanımızı, enerjimizi ve kaynaklarımızı sosyal, kültürel ve ekonomik kalkınma/gelişme için harcamak mecburiyetindeyiz.
Demokrasi olmadan, milli iradeyi hakim kılmadan bu gerçekleşmez. Demokrasi ve hukukun üstünlüğü siyasi düşüncesi, hayat tarzı, işi, mesleği ne olursa olsun toplum olarak hepimizin ortak paydası olmalıdır. Unutmamalıyız ki demokrasi ve hukuk hiçbir ayırım olmaksızın hepimiz için güvencedir.
Bu sebeplerle demokrasiyi korumaya yönelik hukuksal ve kurumsal düzenlemeleri desteklemeye yönelik kararlılığımızı bir kez daha yineliyoruz.
TÜRK-İŞ YÖNETİM KURULU