Özellikle 2014 yılında önce Soma’da daha sonra Ermenek’te yaşadığımız maden faciaları, bu günün bir kutlamadan çok hayatını kaybeden maden işçilerimizi anma, geride kalan işçilerimizin sıkıntılarını dile getirme günü halini almıştır.
13 Mayıs’ta Soma’da, 28 Ekim’de Ermenek’te yaşanan maden faciaları neticesinde TBMM harekete geçmiş, maden yer altı işçilerinin çalışma koşullarını düzenleyen “Torba Yasa”yı yürürlüğe koymuştur.
Torba yasa yürürlüğe girmesine rağmen hüküm altına alınan kanun maddeleri uygulanmamaktadır. Kamu sektöründe de, özel sektörde de maden yer altı işçisinin en az iki asgari ücret alması gerekirken, bu ücretin içerisine bütün sosyal yardım kalemleri (giyim, yakacak, yemek, yol vb.) dahil edilmekte, işçinin alacağı ücret düşürülmektedir. Yerin yüzlerce metre altında, en zor şartlarda çalışan işçinin alacağı ücret üzerinden maliyet hesabı yapmak hiçbir anlayışa sığmamaktadır. Uygulamada yaşanan bu hukuksuzluğun bir an önce önüne geçilmesi gerekmektedir.
Bütün uyarılarımıza ve taleplerimize rağmen, işçinin haftada 5 gün, günde 7,5 saatten toplam 37,5 saat çalışmasını düzenleyecek uygulama da torba yasanın içerisine girmemiştir. Yer altı maden işyerinde çalışan işçi için en uygun çalışma saati olan bu uygulamanın bir an önce gündeme alınarak yürürlüğe girmesi gerekmektedir.
Soma’da yaşanan faciadan günümüze kadar bölgede bulunan maden işçileri hem işsizlik sigortası fonundan hem de işverenden ücretlerini almıştır. Ancak geçtiğimiz günlerde işveren 2850 işçinin hizmet sözleşmesini mali durumunu sebep göstererek feshetmiştir. Soma gibi küçük bir ilçede, 2850 işçinin işsiz kalması demek 15 bin kişinin bu durumdan olumsuz etkileneceğini gösterir. Büyük bir facia yaşayan ilçede, insanların gelirden yoksun bırakılması kesinlikle düşünülemez. Bu işçilerimizin bir an önce kamu işletmesi olan madenlerde işe başlatılması ve yasal olarak geçmiş çalışmaları için bütün haklarının ödenmesi gerekmektedir.
4 Aralık “Dünya Madenciler Günü”nde maden şehitlerimizi rahmet ve saygıyla anıyoruz.
