TÜRK-İŞ Yönetim Kurulu, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle bir mesaj yayınladı:
Daha iyi çalışma koşulları için mücadele eden ve bu yolda hayatlarını kaybeden 120 kadın işçinin yaktığı ateş 8 Mart 1857 tarihinden bu yana tüm dünyadaki kadınların yolunu aydınlatmaktadır.
8 Mart Dünya Kadınlar Günü, bu alanda birçok yasal düzenleme yapılmasına rağmen kadınların günlük hayatlarında kullanamadıkları hakları için mücadelelerini üst düzeye taşıdıkları bir sembol gündür.
Ülkemizde de kadınlar sosyal, siyasi, ekonomik hayatın her alanında ayrımcılıkla mücadele etmek zorunda kalmaktadır. En temel insan hakkı olan yaşama hakkı bile vahşice işlenen cinayetlerle kadınların elinden alınmakta, kadınlar şiddete maruz kalmaktadır.
Toplumun ayrılmaz parçasını oluşturan kadınların ekonomik ve sosyal hayata katılım sağlamaları öncelikli bir konudur. Karşılaştıkları tüm sorunların çözümünde kadınların kendi ayakları üzerinde duracak konuma gelmeleri önem taşımaktadır. Kadınların haklı mücadelelerine devam edebilmeleri ve sosyal hayatta yer alabilmeleri çalışma hayatında yer almalarıyla mümkün olacaktır. Bunu sağlayabilmek için kadın istihdamını destekleyici politikalara ve çalışmalara ihtiyaç duyulmaktadır.
Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de Kovid-19 salgınının yol açtığı kriz nedeniyle çalışanlar büyük oranda işlerini kaybetmişlerdir. Kadınlar da bu gelişmelerden olumsuz etkilenen kesimlerin başında gelmektedir. Salgın krizinin zirve yaptığı dönemde istihdamdaki genç kadınların yaklaşık dörtte biri işlerini kaybetmiştir. Kadınlar, bu dönemde yalnızca işlerini kaybetmemiş; erkek çalışanlara göre işgücü piyasasına geri dönme olasılıklarının daha düşük olduğunu bildikleri için büyük ölçüde umutlarını da kaybetmişlerdir.
Anayasanın 10’uncu maddesi, kadınlar ile erkeklerin eşit haklara sahip olduğunu düzenlemiştir. Anayasamıza göre Devlet, bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür. Devlet, Anayasanın kendine yüklemiş olduğu bu görevi yerine getirmelidir. Öncelikle pandemi döneminde işlerini kaybeden kadınların hiçbir ayrımcılığa maruz kalmadan erkeklerle eşit şekilde ve sürede işlerine dönmeleri sağlanmalıdır. Kadınların bu dönemde karşı karşıya kaldıkları mağduriyet giderilmelidir.
Pandemi döneminde eğitim kurumlarının ve kreşlerin kapanması nedeniyle çalışan ebeveynlerden en çok kadınlar mağdur olmuştur. Bu dönemde çocuk bakımını sağlamak için çoğunlukla kadınlar işini bırakmak zorunda kalmış ya da çoğu zaman, geçim şartlarını sürdürebilmek için çocuklarını evde yalnız bırakıp işlerine gitmek zorunda kalmışlardır.
Devlet, Anayasanın 50’nci maddesine göre kadınları çalışma şartları bakımından özel olarak korumakla da mükelleftir. Söz konusu yükümlülük yerine getirilerek, özellikle pandemi nedeniyle, belirli bir yaş grubundaki çocukları evde kalan anneler için destekleyici nitelikte önlemler alınmalıdır.
TÜRK-İŞ ve üye sendikalar, son dönemde Kovid-19 salgını krizi nedeniyle yaşama ve çalışma şartları daha da zorlaşan kadınları desteklemeye ve haklı mücadelelerinde yanlarında olmaya devam edecektir.
Kadınların; Cumhuriyet ile kazandığı çağdaş hak ve özgürlüklerin toplumun her kesimine ulaşması dileğiyle, tüm kadınlara sevgi ve saygılarımızı sunuyoruz.
TÜRK-İŞ YÖNETİM KURULU