Eğitim programının açılışında konuşma yapan ATALAY, göreve geldikleri dönemde TÜRK-İŞ’in altı yüz seksen bin üyesi olduğunu ifade ederek, bugün bu rakamın bir milyonun üzerine çıktığını söyledi.
TES-İŞ’in çok tehlikeli işkolunda faaliyet gösterdiğini belirterek, çok sayıda işçi kardeşimizin iş kazaları nedeniyle hayatını kaybettiğini veya yaralandığını hatırlattı.
Cumhuriyet döneminden bugüne kadar olan gelişmelere değinen ATALAY, bölgede her gün dört güvenlik görevlisinin can verdiğine ve Barış Pınarı Harekatının önemine dikkat çekti. Ülkemizin fazla dostunun olmadığını, yüz yıldır ülkemize karşı oynanan oyunların hep aynı olduğunu söyledi. Sekiz bin kilometre uzaktan gelen ülkelerin bölgede yaptıklarını anlattı.
ATALAY, dört milyonluk bir ailenin başında olduğunu, bu nedenle hata yapma şansının bulunmadığını, önceliğinin Türkiye ve temsil ettiği çalışanlar olduğunu söyledi. Taşeronların sorunlarını on beş yıl boyunca mitinglerde, seminerlerde, televizyon ve gazetelerde en yüksek sesle TÜRK-İŞ’in dile getirdiğini ifade etti. Buna rağmen kadroya alınanların dörtte üçünün TÜRK-İŞ üyesi olmadığını ve hala kadro bekleyen çok sayıda taşeron işçisi bulunduğunu hatırlattı.
Geçici işçiler sorununa da değinen ATALAY, bu işçilerin de kadroya alınması gerektiğini dile getirdi. Vergiler nedeniyle Ocak ayında alınan ücretlerin yılsonunda düştüğüne dikkat çekerek, TÜRK-İŞ tarafından başlatılan imza kampanyası, düzenlenecek toplantılar ve sürdürülen diğer çalışmalar hakkında bilgi verdi. İşçinin Ocak ayında aldığı ücreti yılın sonunda da alması gerektiğini söyledi.
On yedi milyon kişiyi ilgilendiren kıdem tazminatı konusunun sürekli gündeme geldiğini, TÜRK-İŞ’in bugüne kadar sergilediği dik duruşu devam ettireceğini ifade eden ATALAY, 2019 Yılı Kamu Kesimi Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Anlaşma Protokolünün imzalanması sürecini tüm detayları ile anlattı. Elde edilen yüzde sekiz zam oranının daha önce katıldığı sözleşmelerin aksine ilk defa ilgili tüm sendikaların oybirliği ile kabul edildiğini ve imzalandığını söyledi. ATALAY, zaman zaman TÜRK-İŞ ve TÜRK-İŞ Başkanı üzerinden emeğe yapılan saldırılara dikkat çekerek, işçinin her zaman kendi evine sahip çıkması gerektiğini söyledi.
