8-11 Mayıs 2016 tarihleri arasında gerçekleşecek olan 8. Uluslararası İş Sağlığı Ve Güvenliği Konferansı İstanbul Haliç Kongre Merkezinde yapılan açılış ile başladı.
Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımı ile gerçekleşen açılış bölümünde TÜRK-İŞ Genel Başkanı Ergün Atalay, TİSK Başkanı Yağız Eyüpoğlu, İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürü Kasım Özer ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu konuşma yaptılar. TÜRK-İŞ Genel Başkanı Ergün Atalay konuşmasında şu hususlara değindi;
“Sendikaların ve çalışanların uzun yıllar beklediği 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası dört yıl önce yürürlüğe girdi. Bu tarihten sonra iş sağlığı ve güvenliği alanında 39 yönetmelik çıktı. Bu yönetmelikler tam anlamı ile ancak kurumsallaşmış büyük işletmelerde uygulanıyor.
Ülkemizde faaliyette olan işyerlerinin yüzde 86’sı küçük ölçekli işletmeler. Bu işyerlerinin büyük bir bölümünde iş sağlığı ve güvenliği mevzuatı uygulanmadığını biliyoruz. 1-10 arası işçinin çalıştığı bu işyerlerinin sahipleri de genellikle burada usta olarak çalışan kişiler. İşveren kendi sağlığını düşünmeden bu ortamda çalışıyor. Kendi sağlığını düşünmeyen işverenin işçinin sağlığını düşünmesini bekleyemeyiz.
Maalesef 2016 yılının ilk dört ayında 586 işçimiz bu ve benzer nedenlerden dolayı rahmetli oldu. Ülkemizde günde ortalama 4 işçi, iş kazaları sebebi ile ölüyor. Yaralananlar, sakat kalanlar var. Bunun bedelini, işçiler ve aileler ödüyor ama devletimiz de bedel ödüyor. İşveren iş sağlığı ve güvenliği maliyetini düşüreyim derken işçinin koruyucu malzemesini kalitesizleştiriyor, önlemleri azaltıyor ve sonucu felaket oluyor.
Beş gün sonra Soma maden faciasının ikinci yıldönümü. Soma faciası ülkeyi yönetenler, bakanlıklar ve sendikalar için bir dönüm noktası oldu. Bu faciadan sonra yapılan yasal değişiklikler ile maden yer altında çalışan işçilerimizin günlük çalışma süreleri altı saate indirildi. Artık bu arkadaşlarımız haftada iki gün izin hakkına sahip. Ancak bu düzenlemeler Soma gibi bir facianın ardından yapıldı. Yeni Somalar olmasın diye önlemlerimizi almaya devam etmeliyiz.
Ülkemizde bine yakın maden var. Bunların 170’i kömür madeni. Bu işletmeleri, Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğünün Ankara’dan takip etme şansı yok. Bu nedenle en azından madenlerin yoğun olduğu bölgelerde bir temsilci olması lazım.
Madenlerin iş sağlığı ve güvenliği konusundaki kontrolünün Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının yapması mümkün değil. Madenlerdeki bu kontrolü Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı yaparsa bu konuda daha önemli ilerlemeler kaydederiz.
Bolu ilimizin ilçesi olan Gerede de 123 tane tabakhane bulunuyor. Burada 2 bin 500 işçi çalışıyor ancak bunların dörtte biri sigortalı. Bu işçiler yevmiye usulü çalışıyor. En kötü şartlarda iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerinden uzak çalışan bu işçilerin sorunu çözüm bekliyor. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının bu konuda adım atması gerekiyor”dedi.