TÜRK-İŞ Başkanlar Kurulu ülkemiz çalışma hayatıyla ilgili gündemdeki konuları görüşmek ve izlenecek yol haritasını belirlemek üzere 24 Şubat 2016 Çarşamba günü Bursa’da toplandı.
Başkanlar Kurulu toplantısı ardından Genel Başkan Ergün Atalay bir basın açıklaması yaptı. Atalay, açıklamasında şunlara değindi;
Kiralık çalışma diye bir bela şu anda Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin gündeminde. Yirmi gündür televizyon kanallarında bu uygulamanın ortaya çıkaracağı sorunları dile getiriyoruz. Çalışma Bakanına, Başbakana ve Cumhurbaşkanına da kiralık işçilik uygulamasının, taşerondan daha bela bir uygulama olduğunu, bu tasarının ülkenin gündemine getirilmemesi gerektiğini ifade ettik. Maalesef bugüne kadar aldığımız netice pek iç açıcı değil. Şunu ifade etmeliyim ki, bu yasayla işçiye ayrım yasalaşacak, işveren istediği gibi çalışma imkânı bulacak. Bu yasa yürürlüğe girerse işçiler taşeronları arar hale gelecek.
Çalışma hayatımızın bir diğer önemli sorunu taşeron işçilik. Geçtiğimiz günlerde Hükümet yetkilileri, bazı taşeron işçilerin kadroya alınacağını açıkladı.
TÜRK-İŞ olarak, bu düzenleme yapılırken kadroya alınacak işçilerin kapsamının genişletilmesinin gerekliliğini, güvenlik, yemek, servis gibi yardımcı işlerde çalışan taşeron işçilerin de kadroya alınmasını söylüyoruz. Bu işçilerimiz de asıl işi yapan işçilere yardımcı oluyor. Bu yasa kapsamında bunlara da kadro verilmesi lazım.
TÜRK-İŞ Yönetim Kurulu olarak geçtiğimiz hafta Cumhurbaşkanına yaptığımız ziyarette de taşeron işçilik konusunu dile getirdik. Burada, “Sayın Cumhurbaşkanım, bir taşeron işçinin devlete aylık maliyeti örneğin 2 bin lira, ancak maliyeti artıran aracılar tefeciler oluyor. Bunları aradan çıkarın şu anda bir taşeron işçinin devlete aylık maliyetinin 100 lira aşağısına TÜRK-İŞ olarak imza atalım. Bunların tamamı bu çatı altında olsun” dedim. Bu aracıların zararını belirttim.
Kamuda 5 ay 29 gün çalışan üstelik 20 yıldır bu şekilde geçimini sağlayan işçilerimiz var. Taşeron işçiler kadroya geçirilirken bu arkadaşlarımızı dışarıda bırakmak uygun olmayacak, bu işçiler de kadroya alınmalıdır. 5 ay 29 gün sonunda bu işçilerin yerine taşeron işçiler alınmakta onların yaptığı işler taşeron işçilere verilmektedir. Bu sorunun bir an önce çözülmesi gerekiyor.
Çalışma hayatının bir diğer önemli sorunu kıdem tazminatı konusu. Son üç yıldır altı ayda bir ülke gündemine kıdem tazminatı konusu getiriliyor. TÜRK-İŞ'in 22'nci Genel Kurulu'nda aldığı bir karar var. Kıdem tazminatı 29 gün 23 saat dahi olsa biz bu işin altına imza atmayız, bu işi konuşmayız. Bu iş kırmızı çizgimizdir. Bu iş genel grev sebebimizdir.
Bursa'da bazı fabrikalarda işçilerimize mobing uygulanıyor Buradan işverenleri ve Çalışma Bakanlığı'nı uyarıyorum. İşyerlerindeki sendikal özgürlüğü sağlayın. Tarafsız, adaletli, merhametli olun. Huzur kenti Bursa'nın huzurunu bozmaya kimsenin hakkı yok. İnsanlar istediği partiye oy veriyor, istediği takımı tutuyor. İşçiler de istediği sendikaya üye olabilmelidir. Buna siyasiler, işverenler, karışmasın. İşçi kime güveniyor, itimat ediyorsa onun yanında olsun. Ama Bursa'da da, İzmit'te de Diyarbakır'da da Edirne'de de bazı siyasiler, bazı belediyeler, bazı işverenler buna çanak tutuyorlar. Patronun, hükümetin sendikası olmaz. İşçinin sendikası olur Türkiye'nin sendikası olur
Çalışma hayatının çözüm bekleyen dağ gibi sorunları önümüzde dururken yeni sorunlar getirecek uygulamalar çalışma barışını bozacaktır. Buradan Sayın Başbakana ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanına çağrıda bulunuyorum; İşçiyi gerecek, sokağa dökecek olumsuzluklardan vazgeçin. Türkiye'ye, TÜRK-İŞ yönetimine kulak verin. Bizim taleplerimiz Türkiye’nin ve işçinin çıkarları içindir.
Kiralık işçilik ile ilgili yasanın olumsuzluklarını toplumun tamamına anlatmak için Pazartesi günü 81 ilde imza kampanyası başlatıyoruz. İşçiyi, esnafı, çiftçiyi, Türk halkını buraya davet edeceğiz. Kiralık işçilik de satılık işçilik de istemiyoruz. Sloganımız budur. Bu imzaları hafta sonu AK Parti il başkanlıklarına teslim edeceğiz. Bu sürede sokak sokak, ev ev, kasaba kasaba dolaşarak bu yasanın zararlarını anlatacağız" dedi.