Şimdi bir kez daha TBMM gündemine taşınan düzenleme birçok işçi için tehdit niteliği taşımaktadır.
TÜRK-İŞ GENEL BAŞKANI ERGÜN ATALAY:
Mevcut 10 Milyon Çalışana Kiralık İşçilik Yolu Açılıyor İşçiye Ayırım Yasallaştırılıyor İşveren İşçiyi İstediği Gibi Çalıştırabilecek İşçiler Taşeronluğu Bile Arar Hale Gelecek
Başbakanlık tarafından TBMM’ne sevk edilen “İş Kanunu ile Türkiye İş Kurumu Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı” ile yapılmak istenen düzenlemeler hakkında, TÜRK-İŞ Yönetim Kurulu adına Genel Başkan Ergün Atalay bir açıklama yaptı. Açıklamada, “ŞİMDİ BİR KEZ DAHA TBMM GÜNDEMİNE TAŞINAN DÜZENLEME BİRÇOK İŞÇİ İÇİN TEHDİT NİTELİĞİ TAŞIMAKTADIR” denildi.
TÜRK-İŞ Genel Başkanının yaptığı açıklama şu şekildedir:
“Çalışma hayatının yeniden düzenlenmesi kapsamında birçok konuyu tartışmaya açan 64. Hükümet, İş Kanunu İle Türkiye İş Kurumu Kanunu’nda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Tasarısını 8 Şubat 2016 tarihinde TBMM’ye sevk etmiştir. Birçok işçiyi yakından ilgilendiren ve “kiralık işçiliği” yasal zemine oturtan bu düzenlemeyi, kamuoyu geçmişteki tartışmalardan hatırlayacaktır.
2009 yılında yasalaştırılmak istenen ve sosyal tarafların haklı gerekçelerle verdikleri tepki üzerine Sayın Cumhurbaşkanı tarafından veto edilen bu tasarı, daha sonra bir kez daha TBMM gündemine getirilmiş; ancak çalışma hayatında yol açacağı olumsuzluklar (özellikle eşitsizliğe neden olacağı) dikkate alınarak geri çekilmiştir.
Şimdi bir kez daha TBMM gündemine taşınan düzenleme birçok işçi için tehdit niteliği taşımaktadır.
Tasarıyla, işyerlerinde çalışan sayısının yüzde 25’ine kadarının “kiralık işçi” olmasına olanak sağlanmaktadır. Ancak 1 ila 10 arasında çalışanı bulunan KOBİ’ler için bu sınırlama da bulunmamaktadır. Bu da istihdamın yüzde 60’ını oluşturan KOBİ’lerin istediği kadar kiralık işçi çalıştırmasının yolunu açmaktadır. Büyük işletmeler de dikkate alındığında, mevcut çalışanların yaklaşık 10 milyonunun çalışma biçimi değiştirilerek “kiralık işçi” yapılmasının yolu yasal olarak açılmaktadır.
Sosyal tarafların görüşü alınmadan TBMM’ye gönderilen tasarıda, işverenin “kiralık işçiyi” istediği koşullarda çalıştırmasının da yolu açılmakta ve çalışanın yasal güvenceleri ortadan kaldırılmaktadır. Buna göre işveren “esaslı bir gerekçesi” varsa, kiralık işçiyi emsal işi yapan işçilerden farklı koşullarda çalıştırabilecektir. “Siparişlerim var” gerekçesine sığınan bir işveren, kiralık işçisini fazla mesai, dinlenme hakkı, haftalık izin gibi haklardan mahrum bırakarak çalıştırabilecektir. Bu tür suiistimallerin önlenmesine yönelik olarak hiçbir düzenleme tasarıda yer almamaktadır.
Avrupa Birliği ülkelerinde dahi sıkıntılı uygulamalara neden olan ve bu nedenle tartışılan kiralık işçilik düzenlemesi, Türkiye gibi çalışma hayatındaki kuralları henüz oturmamış bir ülkeye uygulandığında çok daha vahim sonuçlara yol açacaktır.
Taşeronluk uygulamasını dahi çalışanlar için aratacak olan bu düzenleme, modern dünyanın adeta “paralı kölelik” sistemidir. Çalışanların her türlü yasal güvenceden koparıldığı bu sistem, çalışma hayatındaki dengelerin işçiler aleyhine ciddi bir biçimde bozulmasıyla sonuçlanacak ve çalışma barışını tehlikeye atacaktır.
TÜRK-İŞ olarak, mevsimlik tarım işçileri, evde bakım hizmetleri ile ev temizlik işlerinde çalışanların sosyal güvenceye kavuşturulmaları için düzenleme yapılmasını gerekli bulmakla beraber, bu ihtiyaç, özel istihdam büroları aracılığıyla geçici iş ilişkisi kurulmasının gerekçesi olmamalıdır.
TÜRK-İŞ olarak, birçok çalışan için “mayınlı alanlar” oluşturacak “kiralık işçi” düzenlemesine karşı duracağımızı açıkça beyan ediyoruz.
Kamuoyunu ve meclisteki siyasi partileri bilgilendirme çalışmalarımıza hız kazandıracağız. Hükümetin sosyal tarafların uyarı ve itirazlarını dikkate alacağını ve bu yanlıştan döneceğini umut ediyoruz.
TÜRK-İŞ olarak çalışanlarımızın haklarının korunması mücadelemize kararlılıkla devam edeceğiz.”