2016’da geçerli olacak asgari ücreti belirlemek için Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman SOYLU başkanlığında toplandı.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının Reşat Moralı Salonu'nda Bakan SOYLU başkanlığında toplanan komisyonda, işçi tarafını Türkiye İşçi Sendikları Konfederasyonu (TÜRK-İŞ), işveren tarafını Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) temsil ediyor.
Komisyonun bu yılki ilk toplantısına Türk-İş Genel Eğitim Sekreteri Nazmi IRGAT, TİSK Yönetim Kurulu Gözlemci Üyesi Metin DEMİR, her iki konfederasyonun temsilcileri ve bürokratlar katılıyor.
Türk-İş Genel Eğitim Sekreteri Nazmi IRGAT, toplantının açılış konuşmasında şunları söyledi;
Sayın Bakan,
Asgari Ücret Tespit Komisyonunun Değerli Üyeleri,
Değerli Basın Emekçileri,
Hepinizi Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu ve şahsım adına saygıyla selamlıyorum.
2016 yılında geçerli olacak asgari ücreti belirlemek üzere, Bakanlığın çağrısı üzerine toplandık.
Asgari ücretin belirlenmesi çalışmaları, milyonlarca ücretli çalışan ve ailesi tarafından umutla takip edilmektedir. Komisyonun yapacağı çalışmalar sonrası belirlenecek asgari ücretin beklentilere uygun olmasını bekliyoruz. İşçilerin geçim şartlarının iyileştirilmesi yolunda atılmış bir adım olmasını temenni ediyoruz.
Siyasi partiler seçim öncesi çeşitli vaatlerde bulundular. Asgari ücretin artırılması bunların arasında yer aldı. Kamuoyunda olumlu yankılandı. Yıllardır işçi kesimi olarak asgari ücret konusunda seslendirdiğimiz görüşlerin, taleplerin haklılığını gösterdi.
Hükümet Programında, önümüzdeki yıl için asgari ücretin 1.300 TL’ye yükseltilmesi yönünde Asgari Ücret Tespit Komisyonuna teklifte bulunulacağı görüşü yer aldı.
Bu olumlu bir adımdır.
Sayın Bakanım,
Hükümet Programının, sizin sorumlusu olduğunuz “çalışma hayatı” bölümünde; “çalışma hayatında hakkaniyeti ve insan onuruna yakışır çalışma ortamlarının tesis edilmesini esas aldık” ifadesi yer almaktadır.
Asgari ücret bu yolda atılacak önemli bir kilometre taşıdır.
Anayasada “asgarî ücretin tespitinde çalışanların geçim şartları ile ülkenin ekonomik durumu da göz önünde bulundurulur” denilmektedir.
Geçtiğimiz yıl komisyon çalışmaları sırasında devletin resmi istatistik kurumu tek bir işçinin yaşama maliyetini aylık net 1.425 TL olarak hesaplamıştır. Konfederasyonumuzun çalışmasına göre bu tutar aylık net 1.458 TL olarak hesaplanmıştır. Ancak komisyonun işveren-hükümet kesimi temsilcileri, çok daha düşük bir asgari ücreti oy çokluğuyla belirlemişlerdir.
İşçi yıllardır işverenden alacaklıdır. Bu yıl, işçi alacağının kısmen tahsili yönünde bir adım atılmaktadır. Hükümet programında yer alan tutar mükemmel değildir, ancak başlangıç olması bakımından olumludur.
Asgari ücretli çalışanlar, aileleriyle birlikte insanca yaşamak istemektedir. Ülkede sağlanan büyümeden adaletli ve hakkaniyetli pay talep etmektedir. Ekonomik büyümenin kapsayıcı olmasını savunmaktadır. Geçim şartlarının iyileşmesini beklemektedir.
İnsanların refahını artırmak öncelikli konudur. Antalya’da geçtiğimiz ay yapılan G20 Zirvesinde bu hususu liderler güçlü ve kararlı biçimde seslendirmişlerdir. Büyümenin nimetlerinin herkesçe paylaşılması esastır. Bu yönüyle büyümenin kapsayıcı ve toplumun tüm kesimlerine fayda sağlaması temin edilmelidir. Bunu sağlayacak politika uygulaması, asgari ücretin insan onuruna yaraşır, yeter ücret düzeyine getirilmesi ve emeğin milli gelir içindeki payının artırılmasıdır.
Ülkede artan eşitsizlikler vatandaşın refahına yönelik risk oluşturmaktadır. Olumsuz ekonomik etkilere de neden olabilmekte ve büyümeyi artırma hedefine zarar vermektedir. Asgari ücretin satın alma gücündeki iyileşme talebi artırmakta ve dolayısıyla ekonomik büyümeye katkı sağlamaktadır. Kapsamlı ve dengeli ekonomik ve sosyal politikalar eşitsizliğin azaltılmasını sağlayacaktır. Bu alanda bütüncül politikaların izlenmesi önem kazanmaktadır.
Ücretli çalışanlar üzerinde ağır bir vergi yükü bulunmaktadır. Öyle ki, asgari ücretli bile Aralık 2015 ayında yüzde 20 oranında vergilendirilecek ve bu vergi artışından dolayı eline geçen net ücreti azalacaktır.
Asgari ücret net ödenmeli, ilerleyen aylarda asgari ücrette vergiden dolayı bir azalma olmamalıdır. Asgari geçim indirimi asgari ücret seviyesine yükseltilmelidir. Bu, vergide adaleti kısmen sağlamaya yönelik olarak tüm ücretli çalışanların beklentisidir.
Aslında asgari ücret her türlü ekonomik yaklaşımın dışındadır. Sosyal bir ücret olarak kabul edilmektedir. İşçinin ailesi ile birlikte insan onuruna yakışır yaşam sürdürebilmesi için gerekli tutardır.
İnsan odaklı politikaların uygulandığı ülkelerde asgari ücret uygulaması bu şekildedir.
Devletimizin resmi verilerine göre, işçilerin yaklaşık üçte birinin kazancı asgari ücret seviyesindedir. Asgari ücretin biraz üstünde gelir elde edenlerle birlikte, neredeyse her 3 işçiden 2’si asgari ücretli duruma gelmektedir. İşçinin vasfı, eğitimi, kıdemi dikkate alınarak bunun üzerinde bir ücret verilmesi uygulaması maalesef yaygın değildir.
Bu tablo, aslında ücretli çalışanların karşı karşıya bulundukları yaşama ve çalışma şartlarını ortaya koymaktadır. Bundan, başta işverenler olmak üzere herkes gereken dersi çıkarmalıdır.
Asgari ücret artışını gerekçe yaparak, çalışanları işsizlikle, kayıtdışı istihdamla tehdit etmek çıkar yol değildir. İş barışını ve sosyal barışı ortadan kaldırır.
Türkiye, düşük ücret politikasıyla rekabet şartlarını sağlamaya çalışan bir ülke olmamalıdır. İnsanların çaresizliği istismar edilmemelidir. Sosyal devlete yakışan, buna izin vermemektir.
Çalışan her kimsenin, kendisine ve ailesine insanlık onuruna uygun bir yaşayış sağlayan adil ve elverişli bir ücret hakkı bulunmaktadır. Ücretin temel insan haklarının güvencesi altında bir sosyal hak niteliği taşıması, asgari ücret kavramının da kaynağını ve temelini oluşturmaktadır.
Komisyonumuz bunun gereklerini yerine getirmek durumundadır.
Bu ülkenin sağladığı imkanlarla gelir ve servet elde edenler, topluma ve işçiye karşı yükümlülüklerini artık yerine getirmelidir. Refahı adil paylaşmanın gereği yapılmalıdır.
Daha önce ifade ettiğimiz gibi, asgari ücret çalışmalarında belirleyici olan Hükümetin yaklaşımı ve bakış açısıdır. Geçmişte zaman zaman bu yönde olumlu irade sergilenmiş, ancak bu sürekli olamamıştır.
Sayın Bakanım,
Hükümetiniz bu kez yaklaşımını çok açık ortaya koymuştur. Şimdiye kadar ki asgari ücret belirlemelerinde sürdürülen kısır döngüyü kıracak bir yaklaşım gösterilmiştir.
Asgari Ücret Tespit Komisyonunun Değerli Üyeleri,
Değerli Basın Mensupları,
Asgari ücret konusundaki yaklaşımımız, savunduğumuz ilkeler bilinmektedir. İşçi kesimi olarak;
• Anayasa’da yer alan “geçim şartları” yaklaşımının dikkate alınmasını;
• İşçinin ailesi ile birlikte günün ekonomik ve sosyal koşullarına göre insanca yaşamasını mümkün kılacak, insanlık onuruyla bağdaşacak bir tutarın esas olmasını;
• İşçinin ve ailesinin harcama kalıbının esas alınması ve hesaplamalarda Türkiye İstatistik Kurumu verilerinin kullanılmasını;
• Bilimsel verilerle hesaplanan net tutarın işçinin eline geçmesinin sağlanmasını;
• Sanayi/tarım ve yaş, cinsiyet ayırımı yapılmadan ulusal düzeyde tek olmasını;
• İşçilerin arasında nitelik, kıdem, işin mahiyeti gibi ekonomik amaçlı değerlendirmelerin tümünden bağımsız olarak ele alınmasını, ekonomik ölçülerin ötesinde sosyal bir ücret olarak kabul edilmesini;
• İşçinin satın alma gücünün ileriye dönük olarak korunabilmesi için gerekli bir iyileştirmenin ayrıca ilave edilmesini;
• Belirleme yapılırken en düşük devlet memuru maaşının dikkate alınmasını;
• Gelir dağılımında adaleti sağlamaya yönelik olarak ayrıca refahtan pay içermesini,
talep ediyor ve savunuyoruz.
Beklentimiz; asgari ücretin pazarlık ücreti olmadığı, bilimsel, objektif yöntemler ve güvenilir verilerle tespit edilen taban ücret olduğu genel kabulüne uygun çalışmaların yapılmasıdır.
İşçi kesimi olarak Komisyon çalışmalarına katkımız bu çerçeve içinde mümkün olacaktır.
Yapılacak çalışmaların ülkeye ve taraflara yararlı olmasını ve olumlu sonuçlanmasını temenni ederiz.