.
Konfederasyonumuz 22. Çalışma Dönemi 03-06 Aralık 2015 tarihlerinde yapılacak olağan genel kurul toplantısıyla sona erecek ve yeni bir çalışma dönemi başlayacaktır. Dünyadaki ekonomik ve siyasal gelişmeler ülkemizi etkilemekte, bunun yansıması, her alanda olduğu gibi, çalışma hayatında da görülmektedir. Genel Kurul, bir durum tespiti yapmak ve önümüzdeki dönemin yol haritasını çizmek açısından önemli bir fırsat olacaktır. Sorunlarımızı ve çözüm önerilerini demokratik bir olgunluk içinde hep birlikte değerlendireceğiz. Eksikliğimiz varsa, bunu gidermenin yollarını birlikte arayıp bulacağız. 63 yıllık geçmişimizin ışığında geleceğimizi aydınlatacağız. Yeni hedeflerimizi birlikte belirleyeceğiz.
Ülkemizde 1 Kasım 2015 günü yapılan milletvekili seçimleri sonucunda milli irade yeniden oluşmuştur. Önümüzdeki günlerde yeni parlamento görevine başlayacak ve ardından yeni hükümeti kurma çalışmaları nihayetlenecektir. Bütün vatandaşlarımız ve başta işçiler olmak üzere çalışanlar ve emeklileri, aileleriyle birlikte, seçim döneminde verilen vaatlerin bir an önce yerine getirilmesini beklemektedir.
Çalışma hayatında birçok sorun çözüm beklemektedir. Emeğiyle geçinen, tek geliri ücret olan milyonlarca kişi yeni düzenlemeleri beklemekte, yaşama şartlarının iyileşmesini beklemektedir.
Asgari ücretin yükseltilmesi, bu seviyede geçinmek durumunda olan milyonlarca işçiyi yakından ilgilendirmektedir. Mevcut 1000.- TL/Ay net asgari ücretin, hükümetin vaadi doğrultusunda 1 Ocak 2006 gününden itibaren 1.300.- TL/Ay seviyesine yükseltilmesi, geçim koşulları dikkate alındığında yeterli olmamakla beraber, işçiler açısından önemli bir kazanım olmaktadır. Asgari ücret, ülkede uygulanan ekonomik ve sosyal politikaların bir bakıma göstergesidir. Asgari ücret düzenlenirken, vergi sistemindeki adaletsizlik de giderilmelidir. Ücretli çalışanların çok iyi bildiği gibi, aylar geçtikçe işçilerin ödediği vergi yükselmekte, ele geçen ücret azalmaktadır. Bu durumla asgari ücretliler yılın son ayında karşı karşıya kalacaktır. Asgari geçim indiriminin tüm ücretli çalışanları kapsayacak biçimde asgari ücret seviyesine getirilmesi bu açıdan olumlu olacaktır. Asgari ücret artışının ücret kademelerini ortadan kaldırdığı işyerlerinde, kıdemi dikkate alan ücretlendirme yapılması önem taşımaktadır. İşyerlerinin tehlike sınıfına göre, tespit edilecek asgari ücretin üstünde bir farklılaşmaya gidilmesi de bu kapsamda değerlendirilmelidir.
Kamuoyunda taşeron olarak adlandırılan alt işverenlik uygulamasıyla ilgili sıkıntılar devam etmektedir. Birçok işyerinde asıl iş halen taşeron aracılığıyla yapılmaktadır. Özellikle kamu kesiminde çalışan tüm taşeron işçilerinin belirsiz süreli iş kapsamına (kadroya) alınması temel isteğimizdir. Ancak, yasal düzenleme yapılmasına rağmen, taşeron işçilerinin sorunları halen tam anlamıyla çözülememiştir. Bu uygulama, çalışma hayatını olumsuz etkileyen bir istihdam biçimi olmaya devam etmektedir. Özel sektörde de yaygın bir uygulama haline dönüşmüştür.
Alt işveren işçileri düşük ücretle çalıştırılmak, toplu iş sözleşmesinin kapsamı dışında tutulmak istenmektedir. Yapılan düzenlemeler beklenen iyileşmeyi sağlayamamıştır. Taşeron işçilerinin toplu sözleşmeye erişiminde var olan sıkıntıların aşılması için, sosyal tarafların görüşü alınarak yeni düzenleme yapılması gerekmektedir. Aynı kapsamda, yapılan değişikliğe uygun olarak, “yardımcı işlere ilişkin hizmet türleri” konusundaki hazırlık çalışmaları Konfederasyonumuzla paylaşılarak ve görüşümüz alınarak, Bakanlar Kurulu tarafından bir an önce belirlenmelidir.
İşçi emeklilerinin aylıklarında söz verilen iyileşme bir an önce yerine getirilmelidir. Memur emekli maaşlarındaki artışın, kamu çalışanlarıyla yapılan toplu sözleşmede belirlenen maaş artış oranlarına göre belirlendiği bilinmektedir. İşçi emeklilerinin aylık artışlarının da, benzeri bir şekilde, kamu kesimi toplu iş sözleşmelerinin bağıtlanması için imzalanan “çerçeve protokol” çerçevesinde yapılması uygun olacaktır. Bu doğrultuda gereken düzenlemenin bir an önce yapılması, işçi emeklilerinin beklentilerini karşılayacaktır.
G20 Zirvesi Türkiye’nin başkanlığında 15-16 Kasım 2015 günlerinde Antalya’da yapılmıştır. Bu zirve toplantısından önce, emek kesimi L20 olarak kendi zirvemizi gerçekleştirdik ve yoğun geçen çalışmaların ardından belirlediğimiz önceliklerimizi liderlere iletme imkanı bulduk. Geçtiğimiz bir yıl içerisinde, ITUC, TUAC ve G20 ülkelerinde faaliyet gösteren diğer sendikalarla birlikte çok yoğun ve başarılı bir çalışma gerçekleştirdik. Konfederasyonumuz bu süreçte, L20 Dönem Başkanlığını, kendisinden beklenen tüm görevleri, büyük bir özveri ve sorumluluk içerisinde yerine getirmiştir. Bu sürecin, önümüzdeki çalışma dönemine olumlu yansıyacağını bekliyorum.
G20 Zirvesi öncesi, henüz L20 Zirvesi çalışmalarını sürdürürken, Fransa’nın başkenti Paris’te meydana gelen terör saldırıları bizleri derinden yaralamıştır. Ülke ve millet olarak terörün yol açtığı sosyal ve kişisel tahribatı çok iyi biliyoruz. Çalışan ve üreten kesimlerin temsilcileri olarak ortak kaygıları taşıyoruz. Terör kim tarafından, hangi gerekçeyle yapılırsa yapılsın bir insanlık suçudur. Terör eylemlerinin arkasına sığınılarak bir sonuç almak mümkün değildir. Tarih, bu gibi olaylarla toplumun baskı altına alınamayacağının ve terörü araç olarak gören zihniyetin nihayetinde bunun bedelini ödemek durumunda kaldığının sayısız örnekleriyle doludur. Biz bu oynanan oyunu çok iyi biliyoruz, ülkemizde acı tecrübelerini yaşadık.
Yaşanan bu terör saldırıları, daha adil ve yaşanabilir bir dünya gerçekleştirmek çabamızı kesintiye uğratamayacaktır. Daha demokratik, daha barışçı, daha özgürlükçü bir yapıyı hep birlikte oluşturacağız. Hepimizin ortak paydası öncelikle insan hayatına saygıdır.
TÜRK-İŞ topluluğu olarak, önümüzdeki yeni dönemin, tüm insanlığa barış ve mutluluk, ülkemize huzur ve refah, başta çalışanlar olmak üzere vatandaşlarımıza esenlik getirmesini temenni ediyorum.