TÜRK-İŞ’in asgari ücret karşı oy gerekçesi (30 Aralık 2014)
Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun işveren-devlet kesimi temsilcilerinin oy çokluğu görüşüyle belirlenen asgari ücrete, Komisyonda işçi kesimi adına görev yapan Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (TÜRK-İŞ) temsilcileri aşağıdaki gerekçeyle katılmamış ve muhalif kalmışlardır:
Anayasanın 55 inci maddesinde ‘asgari ücretin tespitinde çalışanların geçim şartları ile ülkenin ekonomik durumu da göz önünde bulundurulur’ düzenlemesi yer almaktadır.
Asgari Ücret Yönetmeliğinde ise ‘işçilere normal bir çalışma günü karşılığı ödenen ve işçinin, gıda, konut, giyim, sağlık, ulaşım ve kültür gibi zorunlu ihtiyaçlarını günün fiyatları üzerinden asgari düzeyde karşılamaya yetecek ücret’ olarak asgari ücret tanımlanmaktadır.
Asgari Ücret Tespit Komisyonunun çalışmalara başladığı 03 Aralık 2014 günü itibariyle geçerli olan brüt aylık asgari ücret 1.134 TL’dir. Bu tutardan sosyal güvenlik, vergi, işsizlik sigortası gibi kesintiler yapıldıktan sonra ele geçen net aylık ücret ise 891,03 TL olmaktadır. Bu tutar, asgari ücretli işçinin bile Aralık 2014 ayında bir üst vergi diliminden vergi ödemek durumunda kalması nedeniyle daha da düşmektedir.
Asgari ücret, çalışanların düşük ücretlere karşı korunmasına ve emek sömürüsünü önlemeye yönelik önemli ve etkin bir sosyal politika aracıdır. İnsan temel hak ve özgürlüklerinin tanımlandığı tüm uluslararası sözleşmelerde, herkesin kendisi ve ailesi için “insan onuruna yaraşır” adil ve elverişli bir ücrete hakkı olduğu kabul edilmektedir.
İşçi temsilcileri, 2015 Yılı Programında öngörülen altışar aylık yüzde 3 oranındaki asgari ücret artışının kabul edilemez nitelikte olduğunu vurgulamış, günlük asgari ücreti 1-2 lira artırarak çalışanların geçim koşullarında düzelmenin sağlanamayacağını belirtmiştir.
İşçi temsilcileri asgari ücreti belirleme çalışmaları sırasında temel alınması gereken ilkeleri aşağıdaki biçimiyle açıklamış ve talep etmiştir:
1. Anayasa’da yer alan “geçim şartları” yaklaşımına öncelikle uyulmalıdır.
2. Ücretlerde adaleti sağlamak açısından, en düşük devlet memuru maaşı dikkate alınmalıdır.
3. İşçinin ailesi ile birlikte günün ekonomik ve sosyal koşullarına göre insanca yaşamasını mümkün kılacak, insanlık onuruyla bağdaşacak bir tutar belirlenmelidir.
4. İşçinin ve ailesinin bilimsel olarak belirlenmiş harcama kalıbı esas alınmalı ve hesaplamalarda Türkiye İstatistik Kurumu verileri kullanılmalıdır.
5. Perakende fiyatlar kullanılarak hesaplanan net harcama tutarı, işçinin eline net geçecek biçimde düzenlenmelidir.
6. Asgari ücret, sanayi/tarım ve yaş, cinsiyet ayırımı yapılmadan yine ulusal düzeyde tek olarak belirlenmelidir.
7. İşçilerin arasında nitelik, kıdem, işin mahiyeti gibi ekonomik amaçlı değerlendirmelerin tümünden bağımsız olarak ele alınmalı, ekonomik ölçülerin ötesinde sosyal bir ücret olarak kabul edilmelidir.
8. İşçinin satın alma gücünün ileriye dönük olarak korunabilmesi için gerekli bir iyileştirme ayrıca ilave edilmelidir.
9. Asgari ücret belirlenirken, gelir dağılımında adaleti sağlamaya yönelik olarak ayrıca refahtan pay verilmelidir.
İşçi temsilcileri, asgari ücret çalışmaları sırasında bu ilkeleri savunmuş ve asgari ücretin bu çerçevede belirlenmesi ve kabul edilmesi için mücadele etmiştir.
Asgari ücretin tespitinde Anayasa gereği göz önünde tutulması gereken ‘ülkenin ekonomik durumu’ gerek Hükümet tarafından hazırlanan 2015 Yılı Programı ve Bütçesi ile Orta Vadeli Mali Programda öngörülen hedefler, gerek komisyon çalışmalarında sunulan raporlar, ekonomik göstergelerin olumlu olduğuna işaret etmektedir. Bu olumlu gelişmelerin asgari ücrete yansıtılması talebinde bulunulmuştur.
Asgari ücretin belirlenmesindeki göz önünde bulundurulması öncelikli ilke olan ‘çalışanların geçim şartları’ ise devletin resmi kurumu Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından ortaya konulmuştur. Asgari Ücret Tespit Komisyonunun verdiği görev doğrultusunda TÜİK geçim koşullarını hesaplamıştır. Devletin resmi kurumunun 2014 Aralık ayında Komisyona sunduğu hesaplamaya göre, tek bir işçinin aylık harcama tutarı net 1.425 TL’dir. Yapılan bu hesaplamada ‘çalışanın ailesi’ dikkate alınmamıştır. Konfederasyonumuzun 28 yıldan bu yana her ay düzenli olarak yaptığı ‘Açlık ve Yoksulluk Sınırı’ araştırmasına göre tek bir işçinin yaşama maliyeti aynı dönem itibariyle net 1.458 TL’dir. TÜRK-İŞ ile TÜİK’in verileri uyumludur.
Asgari ücret pazarlık ücreti değildir. Bilimsel, objektif yöntemler ve güvenilir verilerle tespit edilen taban ücrettir.
İşçi kesimi, öncelikle TÜİK tarafından belirlenen net tutarın temel alınmasını, sonradan 2015 yılı için öngörülen enflasyon hedefi ile refah payı ilavesi gerektiğini, sonuç itibariyle, bu yöntemle belirlenecek asgari ücretin önemli adım ve başlangıç olacağını Komisyonda ifade ve talep etmiştir.
Ancak işçi kesiminin bu talebi bile Komisyonda görev yapan işveren-devlet kesimi temsilcileri tarafından dikkate alınmamıştır. Asgari ücret pazarlık konusu yapılmış ve düşük belirlenerek, oy çokluğuyla kabul ve ilan edilmiştir.
Bu yaklaşım gelir eşitsizliğini ve adaletsizliği daha da büyütmektedir. Devlet sosyal koruma görevini iktisaden zayıf olan işçiden yana kullanmamıştır. Kararlaştırılan asgari ücret, ülkede uygulanmakta olan ekonomik ve sosyal politikaların bir yansıması ve önemli göstergesidir.
Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun işveren-devlet kesimi temsilcilerinin oy çoğunluğuyla belirlenen asgari ücrete, gerek miktar ve gerek belirleme yöntemi açısından yukarıda sıraladığımız gerekçelerle katılmıyoruz ve işçi kesimi olarak muhalif kalıyoruz.”