Konfederasyonumuzun yıl boyunca Türkiye’nin farklı bölgelerinde gerçekleştirdiği işçi sağlığı ve güvenliği eğitimleri Gaziantep’te devam ediyor.
Gaziantep eğitimine TÜRK-İŞ Genel Başkanı Ergün Atalay, TÜRK-İŞ Genel Eğitim Sekreteri Nazmi Irgat, Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, sendika yöneticileri ve işçiler katıldı.
İşçi sağlığı ve iş güvenliği eğitim açılış konuşması yapan Genel Başkan Ergün Atalay kısaca şunlara değindi;
2013 yılının Kasım ayında başlayan işçi sağlığı ve güvenliği eğitimlerimizin onüçüncüsünü bugün Gaziantepte yapıyoruz. Gerçekleştirdiğimiz bu eğitimlerin önemi maalesef Soma’da, Ermenekte, İstanbul’da yaşanan facialar sonrasında çok daha net bir şekilde anlaşıldı. Konfederasyon olarak geçmişten bugüne süregelen bu eğitimlerimizi önümüzdeki yıllarda da arttırarak yapmaya devam edeceğiz.
Geçtiğimiz günlerde Çalışma Ve Sosyal Güvenlik Bakanı’na bir soru önergesi verildi. Önergede iş kazaları sebebi ile ülkemizde günde ortalama kaç işçinin yaşamını yitirdiği soruldu. Sayın Bakanın verdiği cevapla ülkemizde günde ortalama üç işçinin iş kazaları neticesinde yaşamını yitirdiği öğrenildi. Dünya genelinde iş kazaları ve sonuçlarına baktığımızda ülkemizdeki bu durumun hiç iç açıcı olmadığını söylemek istiyorum.
Biz sendikaların işçi hak ve menfaatlerini korumanın yanı sıra bir diğer asli görevi de iş kazalarının önlenmesi için gerekli tedbirlerin alınmasını sağlamak/sağlatmaktır.
İşyerlerinde ki işçi sağlığı ve güvenliği tedbirlerini almak öncelikle işverenin görevidir. Bunları denetlemekte devletin görevleri arasındadır. Sendikalar olarak bizler de işyerlerinde bulunan İSİG kurullarındaki temsilcilerimizle, eksik kalan güvenlik tedbirlerini ortaya çıkarmak ve bunların bir an önce giderilmesini sağlamak için çalışmak zorundayız. Ayrıca gerçekleştirdiğimiz bu eğitimlerle işçilerimize mevzuatta yer alan uygulamaların neler olduğunu anlatmak ve hangi haklara sahip olduklarını göstermekle mükellefiz.
Gelecek yıl çok tehlikeli iş yerlerinin olduğu bölgelerde bu eğitimlerin sayısını artırarak eğitim faaliyetlerimize devam edeceğiz. Konfederasyon olarak bütçemizin belli bir bölümünü değil büyük bir bölümünü bu eğitimlere ayırmak mecburiyetindeyiz.
Değerli katılımcılar
Geçtiğimiz hafta Başbakan Ahmet Davutoğlu “İş Sağlığı ve Güvenliği Paketi” başlığı ile iş kazalarını önlemek amacıyla bir dizi mevzuat düzenlemesi ve yeni uygulamayı kamuoyu ile paylaştı. TÜRK-İŞ olarak hazırlanan bu paketin büyük bir bölümünün altına imzamızı atarız.
Nitekim bu paketin içerinde yer alan düzenlemelerin bir çoğunu biz yıllardır dile getiriyoruz. TÜRK-İŞ’in internet sitesine girdiğinizde 15 Şubat tarihinde Ankara Sıhhiye Meydanında, 1 Mayısta İstanbul Kadıköy Meydanında yaptığımız açıklamaları göreceksiniz. Biz alınması gereken bu önlemleri aylar öncesinden alanlarda söyledik, şimdi hala söylemeye devam ediyoruz.
Ancak alınması gereken önlemlerin neler olduğunu söylerken bunların sadece kanun çıkararak, yasal düzenleme yaparak sağlanamayacağını da belirtiyoruz. Eğer siz lokantacıya maden ruhsatı verip burada maden işlettirirseniz, bu kadar teknik bir konuda, deneyimsiz bu insanlardan sağlıklı üretim yapmasını bekleyemezsiniz. Gözünü kar hırsı bürümüş bu insanların çıkarılacak olan yasaya uymalarını bekleyemezsiniz. Gelişen Türkiye’de üretimin belli kurallar çerçevesinde yapılması, herkesin ise her işi yapmaması gerekir. Nasıl şantiyede çalışacak işçiden sertifikalı, profesyonel olmasını bekliyorsanız işverenden de bunu isteyeceksiniz.
Üretime uygun olmadığı için Bakanlık yetkilileri tarafından mühürlenerek kapatılan işyerlerinde kaçak üretim yapıldığını ve bu esnada işçilerin iş kazası geçirerek yaralandığını, hayatını yitirdiğini biliyoruz. Bu zihniyette olan bir işverenden çıkarılan yasalara uyması beklenemez. Ancak bu zihniyette olan kişi ve kişilere sebep oldukları kazalar neticesinde sadece idari para cezası da verilemez. Bu kişilerin bilerek ve isteyerek cinayet işlemiş gibi hapis cezası alması gerekir. Çünkü ikisinin birbirinden hiçbir farkı yoktur. Yeni yapılan düzenlemede bu konuda da önemli adımlar atıldığını buradan söylemek istiyorum.
Soma’da meydana gelen faciada da yasa tanımayan uygulamalar olduğunu gördük. İşveren 2017 yılına kadar çıkarılması gereken kömür miktarını üretim zorlaması ile 2014 yılında çıkarmış. Bunu yapabilmek için işçinin orada hangi şartlarda çalıştırıldığını size anlatmama gerek yok diye düşünüyorum. Soma’da, Ermenek’te mevcut çalışma koşulları en geri kalmış Afrika ülkelerinde dahi yoktur. Eğer ki bir zihniyet değişimi olacaksa bu değişim bu ve benzeri işverenler de olmalıdır.
Değerli Katılımcılar;
Gelişen, büyüyen Türkiye ekonomisi içerisinde sendikal örgütlülüğün olmaması düşünülemez. Sendikal örgütlenmenin önündeki engeller kaldırılmadığı sürece, örgütlü işçi sayısı artmadığı sürece müreffeh toplumlar seviyesine gelmemiz beklenemez.
Sendikanın olduğu işyerinde işçinin günlük alması gereken kalori miktarından, çalışma ortamının yeterli aydınlatılmasına, çalışma alanının sıcaklığından, temizliğine her bir detay düşünülmekte, işyeri temsilcileri bunları takip etmektedir. İşçinin sağlığı için gerekli bütün önlemler en küçük ayrıntısına kadar alınmaktadır.
İşçinin ücret pazarlığı kendisi tarafından değil, ücret pazarlığı konusunda uzmanlaşmış kişiler tarafından yapılmaktadır. Her türlü sosyal hakkı düşünülmekte ve çalışma ortamında barış ve huzur sağlanmaktadır. İşçi kendini ne kadar güvende hissederse bir o kadar verimli olmaktadır.
Sendikal örgütlülük ülkemizin geleceği, işçilerimizin huzuru açısından çok önemli bir saç ayağıdır.
Değerli katılımcılar;
Son birkaç yıldan bu güne Ortadoğu’da yaşanan olaylar neticesinde ülkemize buradaki ülkelerden sığınan 2 milyona yakın insan var. Özellikle Gaziantep bu ülkelerden gelen insanların yoğun olarak yaşadığı bir ilimiz. Resmi istatistiklere göre üç yüz bin gayri resmi verilere göre beş yüz bin sığınmacı bu şehrimizde yaşıyor. Bu insanların resmi olarak üç yüzü kayıtlı çalışıyor. Ancak otuz bini kayıtdışı olarak çalışmakta. Konfederasyon olarak bu olay hakkındaki görüşümüz başından beri hiç değişmedi. Bizden yardım bekleyen bu insanlara kapımız her zaman açık. Biz darda olana el uzatan bir kültürün evlatlarıyız. Bu konuda hiçbir tereddüdümüz yok. Ancak işsizliğin yaygın olduğu ülkemizde, bu bölgede kendi insanımızdan önce bu insanları işe alıp çalıştırmak, onları ucuza çalıştırmak kabul edilemez bir anlayıştır. Konfederasyon olarak bu konuda atılması gereken her adımı attığımızı bilmenizi istiyorum.
Genel Başkan Ergün Atalay, İSG eğitiminin ardından, Sanko Holding Onursal Başkanı Atalay Konukoğlu'nu ziyaret etti. Daha sonra TCDD Gaziantep Depo Müdürlüğü işyerini ve ardından, Gaziantep Koop-İş şubesini ziyaret etti.