TÜRK-İŞ Genel Başkanı Ergün Atalay, “Çok para kazanan patronlar, bir dairenin oda fiyatını işçilere harcarsa en azından kazaların önüne geçmiş oluruz” dedi.
TÜRK-İŞ Genel Başkanı Ergün Atalay Anadolu Ajansına yaptığı açıklamada İstanbul’da bir residance dairenin 2,5 milyona ulaşan fiyatlarla satıldığını, bu dairelerin bir odasının fiyatı kadar iş sağlığı ve güvenliği tedbiri alınmasının bütün kazaların önüne geçebileceğini ifade etti. Açıklamada Genel Başkan Atalay kısaca şunlara değindi;
Özellikle ilkokul, lise ve üniversite mezunlarının ücretlerinin değişik pozisyonlarda olduğuna dikkati çeken Atalay, "Kıdem tazminatı, sosyal hakların tamamı bu yasada onaylandı. Bir de mukaveleler 9-11 ay civarında yapılıyordu. Bu mukaveleler şimdi 3 sene oldu" diye konuştu.Atalay, Türkiye'de 970 bin civarında taşeron işçi olduğunu vurgulayarak, 600 bin civarındaki çalışanın kamuda, diğerlerinin özel sektörde olduğunu kaydetti.
TÜRK-İŞ olarak taleplerinin asıl işi yapan işçilerin kadroya geçmesi olduğunu vurgulayan Atalay, "970 bin civarında olan çalışan işçiler arasında 120 bin civarında asıl işi yapan işçiler var. Bizim talebimiz, arzumuz asıl işi yapanların daimi kadroya geçmeleri" ifadesini kullandı. Atalay daha sonra Şişli'de meydana gelen asansör kazasına da değinerek şu ifadelere yer verdi.
"Bizim ülkemizde 1-2 kişi ölünce haber olmuyor. Bu sayı yüksek olunca maalesef aber oluyor. 10 arkadaşımızdan sonra geçen hafta sonu Kırşehir, Zonguldak, Konya'da 3, stanbul, Beylikdüzü ve Kartal'da 2 olmak üzere 5 arkadaşımız can verdi. 2012 yılında 11 Mart'ta Beylikdüzü'nde 11 kişi rahmetli oldu. Orada çadırda, ilkel şartlarda yatan arkadaşlar cayır cayır yandı. O inşaatın 20 metre gerisinde güzel, modern, prefabrike binada yatanlara bir şey olmadı. Bir dairenin fiyatı 2,5 milyon lira civarında. İş verenlerimiz, yüzlerce daire yapıyor, bir kamyon para kazanıyor. İşçilerin barındığı yer ve yaşam alanlarının insana yakışır yerler olmasını istiyoruz. Bizim gittiğimiz yerlerdeki tablo çok kötü. Bırakın insanı, insanın dışında kimsenin yatmayacağı yerler. Barakadan, tahtadan bütün hastalıkları içinde barındıran ilkel şartlarda yatıyor insanlar. Çok para kazanan patronlar, bir dairenin oda fiyatını o işçiye harcarsa en azından kazaların önüne geçmiş oluruz."
Kurumsallaşmış firmaların güvenlik tedbirlerini aldığını, işçi sağlığı ve iş güvenliği yasasına uyduğunu dile getiren Atalay, "Bu yasaya uyulsa iş kazalarının büyük bölümünün önüne geçeriz" dedi.
TÜRK-İŞ olarak eğitim programlarında madenler ve inşaat sektörüne ağırlık vereceklerini ifade ederek, "Soma'da 301 arkadaşımız iş cinayetine kurban gitti. Bununla ilgili çıkan kanun mükemmel olmasa da güzel bir kanun ama bizim arzumuz şuydu: '6 saat yerine günde 7,5 saat, haftada 5 gün çalışalım, cumartesi ve pazar tatil yapalım.' Maalesef çıkan yasada bu gerçekleşmedi."
Soma 'da ölen işçilerle ilgili kamuoyu, siyasi iktidar, muhalefet ve sendikaların elinden gelen her şeyi yaptığını belirten Atalay, maden kazasında 423 çocuğun yetim kaldığını bildirdi.
Ölen maden işçilerinin ailelerinin ekonomik probleminin olmadığını belirten Atalay, "Öyle bir sistem kuralım ki kimse maden, inşaat sektörü veya başka yerlerde can vermesin" dedi.
Atalay sözlerini şöyle tamamladı:
"Hükümet, Soma'da ölenlerin ailelerine gereken katkıyı gösterdi ama maalesef 3 Mart 1992'de onguldak'ta 263 işçimiz öldü. Onlar Soma''dakilerin aldığı yardımı almadı, sıkıntı içerisindeler. Bu iş devamlılık arz ediyor. Soma'daki işçilerin ailelerine yapılanların onlara da yapılması gerektiğini TÜRK-İŞ olarak ifade ediyoruz. Zonguldak'ta ölen 263 işçinin ailesine Soma'da yapılanların en azından tamamı ya da bir bölümünün yapılması gerekiyor."