TÜRK-İŞ Genel Başkanı Ergün ATALAY, 16 Ağustos 2014 Cumartesi günü Resmi Gazetede yayımlanan “Yatağan Termik Santrali” ile ilgili Özelleştirme Yüksek Kurulu Kararı hakkında şu açıklamayı yapmıştır:
“Ülkemiz gündemi Cumhurbaşkanı Seçimine yoğunlaşmışken, adeta “yangından mal kaçırma anlayışı” ile Özelleştirme Yüksek Kurulu (ÖYK) 07 Ağustos 2014 günlü kararıyla Yatağan Termik Santralinin ve İlgili Maden Ruhsatlarının bir bütün halinde özelleştirilmesi amacıyla yapılan ihaleyi sonuçlandırmış ve nihai karar onaylanmıştır. Gizlenen bu karar ancak on gün sonra kamuoyuna açıklanmıştır.
ÖYK kararından da anlaşılacağı üzere, sendikaları öncülüğünde “Yatağan” işçilerinin aileleri ve bölge halkının desteğiyle aylardır sürdürdükleri haklı ve meşru mücadele dikkate alınmamış, ortaya koydukları gerekçeler göz ardı edilmiştir.
Sendikalarımız, Danıştay’da yürütmeyi durdurma ve ÖYK kararının iptali talepli dava açacaklardır.
Yatağan Termik Santralinin özelleştirilmesi kararı, bir kamu iktisadi teşebbüsünün mülkiyet ve yönetiminin özel kesime devrinin ötesinde, kamu mülkiyeti ve kamu girişimciliğine yönelik neo-liberal politikaların son örneğidir.
Bu kuruluşlar, ekonomik ve sosyal ihtiyaçlarımızın sonucu kurulmuş ve geliştirilmişlerdir. Dünyada yaşanan ekonomik kriz sonrası birçok ülkede özelleştirme politikaları terk edilmiş, yeniden kamulaştırma yapılmaktadır. Stratejik özellikleri nedeniyle, özellikle enerji temininde sürdürülebilirliği sağlamak için yerel kaynaklarımıza dayalı kömür ve enerji üretimi gibi önemli alanlar, kamunun mülkiyetinde kalmalıdır. Kamu sermayeli işletmelerde, çalışanların da yer aldığı yeni kurumsal yapıların geliştirilmesi öncelikli yaklaşım olmalıdır.
Üretimin vazgeçilmez temel unsuru olan çalışanları ve sendikalarını dışlayarak bir çözüm oluşturulması mümkün değildir. Yıllardır ısrarla devam edilen özelleştirme uygulamalarının çalışanlar ve toplum üzerindeki olumsuz etkileri açıkça ortaya çıkmıştır. Özellikle madenlerin özel sektör tarafından işletilmesinin yol açtığı olumsuz çalışma şartlarının sonuçları yaşanan “Soma Faciası” ile görünür olmuştur. Özel sektörün denetimsiz kar hırsının başta işçi sağlığı ve iş güvenliği olmak üzere, çalışma ve yaşama koşullarında yol açtığı tahribat gözler önüne serilmiştir. Bundan böyle özelleştirilen işyerlerinde meydana gelecek iş cinayetlerinin sorumluluğu özelleştirme kararı alanların üzerindedir. TÜRK-İŞ bunun ısrarlı takipçisi olacaktır.
Sendikalarımız Yatağanın özelleştirilmesine yönelik karşı çıkış ve eylemlerini kararlılıkla sürdürecektir.”