CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu TÜRK-İŞ Genel Merkezini ziyaret etti. Genel Başkan Ergün Atalay ve Yönetim Kuruluyla bir görüşme yapan Kılıçdaroğlu, görüşmenin ardından basın mensuplarına bir değerlendirme yaptı;
Cumhuriyet Halk Partisi olarak kendimize yabancı hissetmediğimiz kurumların başında TÜRK-İŞ gelir. Türk işçi hareketinin 61 yıldır ödünsüz savunucusu olan TÜRK-İŞ’te olmaktan son derece mutluyum. Sayın Başkan arkadaşlarıyla beraber ülkenin sorunlarını yakından izliyor zaman zaman dile getiriyor. Zaman zaman eleştiriyor, zaman zaman övüyor. Biz TÜRK İşçi hareketinin önderi olan bu güzel kurumu her zaman el üstünde tuttuk ve değer verdik. Sendikalarıyla, Türkiye genelinde örgütlenmesiyle, ülkenin sorunlarına yaklaşımıyla, işçi haklarını savunmakla kendisini görevli gören TÜRK-İŞ bizim açımızdan memnuniyet vericidir. Sayın Başkan da ifade etti. Temiz toplum ve şeffaflıktan yanayız dedi. Bugün içinde bulunduğumuz koşullar temiz toplumun ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. Her siyasal hareketin toplumda güven vermesinin ön koşulu o siyasal hareketin temiz olmasıdır. Toplumun ahlaki değerlerine aykırı düşmemesidir. Yolsuzluk yapmamasıdır. Yolsuzluk yapanlara karşı mücadele etmesidir. Yolsuzluk yapanları rüşvet alanları savunmamasıdır bu temel koşuldur. 21. yüzyılda hangi hareket olursa olsun ister sivil toplum, ister siyasal hareket ahlaki temeller üstünde yükselmek zorundadır.
Türkiye’nin temel sorunları var,bunlardan birisi işsizlik. İzlenen ekonomi politikası üzülerek söylüyorum Türkiye’nin pek çok sorununa çözüm üretmemiştir ve üretemiyor. Her seferinde fatura çalışanlara çıkıyor. Bu da izlenen ekonomi politikalarının bir başka yönü. Örneğin işçi çalışıyor, emekli oluyor, emekli aylığı alıyor ama bu emekli aylığıyla geçinme şansı yok. Yeniden çalışmaya başlayınca kesinti oluyor. Adına Sosyal Güvenlik Destek Primi deniyor. Bu doğru değil. Çalışıyorsa eskisi gibi yine prim ödemeye devam eder, gerçekten ayrıldığında emekli aylığına ilave edilir. Doğru dürüst emekli aylığı almaya başlar.
Taşeronlaşma çok yaygın, sadece kamuda bir milyona yakın işçi var taşeron işçisi. Hem örgütlü toplumu savunacaksınız hem taşeron işçi istihdam edeceksiniz. Bu bir siyasal partinin savunacağı olay değil. Örgütlü toplum olmak artık günümüzde herkesin kabul ettiği bir kuraldır. Taşeron işçisinin yaygınlaşması sendikal hareketin kan kaybetmesine yol açıyor. Bir başka nokta iş kazaları. Size bazı rakamlar vereceğim şaşıracaksınız. 2013 Ocak ayında 84 işçi, Şubat ayında 61 işçi, Mart ayında 74 işçi, Nisan ayında 74 işçi, Mayıs ayında 115 işçi, Haziran ayında 105 işçi, Temmuz ayında 120 işçi, Ağustos ayında 148 işçi, Eylül ayında 127 işçi, Ekim ayında 109 işçi, Kasım ayında 128 işçi, iş kazalarından hayatını kaybetti. Onbir ayın toplamı 1145 işçi. Gazetelerde haber bile olmuyor değerli arkadaşlar. İş kazalarında Avrupa birincisi ve dünya üçüncüsüyüz. Bu tablonun değişmesi gerekiyor. Sayın Başkan hatırlatıyor yüzde doksanı örgütsüz işyerlerinde olan iş kazaları, haklı son derece Başkan. O nedenle örgütlü olmanın sendikalı olmanın böyle bir yararı var. İşsizlik Sigortası Fonuna hükümetin zaman zaman müdahale ettiğini ve oradan para aldığını biliyoruz. Özel yasa çıkarıyorlar torba yasaların içine hükümler ekliyorlar başka amaçlarla kullanıyorlar. Bu konuda TÜRK-İŞ’in daha duyarlı olmasını arzu ediyorum. Ekonomik Sosyal Konsey bir anayasal kurum olarak hayata geçti. Üç ayda bir toplanması gerekiyor. Başkanı Sayın Başbakan. En son toplandığı tarih 5 Şubat 2009. O tarihten bu yana toplanmadığını görüyoruz. Bizim bunu eleştirmemiz yetmiyor. Başta TÜRK-İŞ ve Ekonomik Sosyal Konseyin tüm taraflarının da bir araya gelip çağrı yapmaları gerekiyor. Siz neden Ekonomik ve Sosyal Konseyi toplamıyorsunuz diye. Bu çağrıyı da bekliyoruz. Özellikle kadın istihdamında ciddi sorunlar var bunları biliyoruz. Kayıt dışı çalışanların yüzde seksendördü kadın çalışanlar. En yoğun olduğu cinsiyet anlamında alan kadınların iş yaşamındaki alanı.