25.09.2014 tarihinde dokuzuncusu Bursa’da gerçekleştirilen “İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Eğitim Semineri”ne Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, TÜRK-İŞ Genel Başkanı Ergün Atalay ve TÜRK-İŞ Yönetim Kurulu üyeleri katıldı.
Eğitim semineri açış konuşmasında Genel Başkan Ergün Atalay şunları söyledi;
“Göreve geldiğimiz tarihten kısa bir süre sonra 15 Şubat 2014 günü, Ankara Sıhhiye Meydanında, “Taşeronlaşmaya, Örgütsüzlüğe, Kuralsız Çalışmaya Hayır Mitingi” düzenledik. 1 Mayısta İstanbul Kadıköy meydanında taşeronlaşmaya, örgütsüzlüğe ve güvencesiz çalışmaya dikkat çekmek için 75 bin kişi toplandık. Maalesef taşeron ve güvencesizlik tehlikesini meydanlarda dile getirdikten kısa bir süre sonra, 13 Mayıs 2014 günü Soma'da büyük bir facia yaşandı. Bu facia sonucunda 301 işçimiz hayatını kaybetti. Henüz bu acımızı yaşarken 6 Eylül 2014 günü İstanbul’da yapımı devam eden bir inşaatta 10 işçimiz asansörün yere çakılması sonucu yaşamını kaybetti.
Bunlar basına yansıyan ve herkesin bildiği olaylar. Ancak asansör kazasından sonra ülkemizin değişik bölgelerinde yaşanan iş kazaları neticesinde 8 işçimiz daha yaşamını kaybetti.
Bu olayların basına yansıması ve gündem olması için ölümlerin kitlesel yaşanmasına gerek yok. Her şeyden önce hayatını kaybeden insan ve bunun için bir işçi hayatını kaybettiğinde de toplum olarak aynı duyarlılıkta olmalıyız.
İşçi Sağlığı ve Güvenliği, Konfederasyon olarak en hassas olduğumuz konuların başında geliyor. Bu sebeple yıllardır süregelen işçi sağlığı ve güvenliği eğitimlerimizi büyük bir titizlikle gerçekleştiriyoruz. Bundan sonra bu eğitimlerimizi daha yoğun bir hale getirmek öncelikli hedeflerimiz arasında.
Bizler üye işçimize bu eğitimleri vermek için elimizden geleni yapıyoruz. Yalnız bu ülkenin en acı gerçeği örgütlü işçi sayısının çok düşük olması. Bu nedenle çalışanların çok küçük bir kısmı bu eğitimleri alıyor diyebiliriz.
1980 yılında ülke nüfusu 44 milyon iken örgütlü işçi sayısı 2,5 milyondu. 2014 yılında ülke nüfusu 76 milyona ulaşmışken maalesef örgütlü işçi sayımız 1,1 milyon. Sendikalı işçi sayısının bu kadar gerilemesinin sebebi örgütlenmenin önündeki engellerdir. Bu engellerin sorumlusu başta geçmişten bugüne bu ülkeyi yönetenlerdir. Ancak sendikacıların da bu sayıların gerilemesinde payı olduğunu vurgulamak istiyorum. Bizlerinde kendimize çeki düzen vermesi gerekiyor.
Soma'da yaşanan maden faciasının ardından hazırlıkları başlayan ve 11 Eylül 2014 günü yürürlüğe giren torba yasa ile çalışma hayatında bazı değişiklikler meydana geldi. Bu değişikliklerden biri, maden yer altı işlerinde çalışan işçilerin emekleri karşılığında alacakları ücretin en az iki asgari ücret olarak belirlenmesidir. Torba yasa yayınlanmasına rağmen henüz uygulama başlamadı.
Ancak Zonguldak’ta bazı maden işverenleri, torba yasadaki bu düzenleme ile işçi maliyetlerinin artmasını sebep göstererek işçileri işten çıkarmaya başladı. İşverenin derdi, kıdem tazminatlarını asgari ücretin iki katına göre hesaplayarak vermemek. Bunun için işçileri işten bir an önce çıkarmanın derdine düştü. Hiç kimse kusura bakmasın, yerin 700 metre altında en ağır koşullarda çalışan işçiye verilecek iki asgari ücret ona anasının ak sütü gibi helaldir.
Maden bölgelerimizde, Bakanlık tarafından yapılan denetimler sonucu koşulları uygun bulunmadığı için mühürlenerek üretimi durdurulan işyerleri var. Bazı işyerlerinin gerekli koşulları yerine getirmeden kaçak olarak üretim yaptığını biliyoruz. Bu işyerlerinde meydana gelecek olayda eğer bir işçimiz hayatını kaybederse bunu kaza olarak nitelendiremeyiz. Meydana gelecek bu olay silahla adam öldürmek gibi bir cinayettir. Bu para cezası ile geçiştirilecek bir olay değildir. Bu olaylara sebep olanların hapis cezası ile cezalandırılmaları gerekir.
İstanbul’da asansör faciasının gerçekleştiği inşaatta yapılan evlerin satış fiyatı 2,5 milyon TL’yi buluyor. Bu evlerin bir oda fiyatı kadar maliyeti olan işçi sağlığı ve güvenliği önlemleri alınmış olsaydı bu kayıpların hiç biri yaşanmayacaktı. İnsan hayatı dünya üzerindeki değerlerin en üstündedir. Bunun için gözünü para hırsı bürümüş olan bazı işverenlerinde bir an önce bunu anlaması ve bu konuda gerekli hassasiyeti göstermesi gerekir” dedi.
TÜRK-İŞ Bursa İşçi Sağlığı ve Güvenliği Eğitim Seminerine TÜRK-İŞ Genel Sekreteri Pevrul Kavlak, TÜRK-İŞ Genel Mali Sekreteri Ramazan Ağar, TÜRK-İŞ Genel Eğitim Sekreteri Nazmi Irgat, TÜRK-İŞ Genel Teşkilatlandırma Sekreteri Eyüp Alemdar ve Dok-Gemi İş Sendikası Genel Başkanı Necip Nalbantoğlu’da katıldı.