Gıda harcaması ile birlikte giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamalarının toplam tutarı ise (yoksulluk sınırı) 4.944,63 TL oldu.
YARI AÇ, YARI TOKUZ…
DÖRT KİŞİLİK AİLENİN AÇLIK SINIRI 1.518 TL, YOKSULLUK SINIRI 4.945 TL
SEBZE-MEYVE FİYATLARININ ETKİSİYLE MUTFAK ENFLASYONU BU AY GERİLEDİ.
BİR KİŞİNİN AYLIK GEÇİM MALİYETİ 1.899 TL
TÜRK-İŞ (Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu) tarafından otuz yıldan bu yana her ay düzenli olarak yapılan “açlık ve yoksulluk sınırı” araştırması çalışanların içinde bulundukları geçim şartlarını ortaya koyan önemli bir gösterge olmaktadır.
Türkiye Anayasa Değişikliği Referandumu sürecinde gündemden düşen fiyat artışları, işsizlik, hayat pahalılığı gibi başta ücretliler olmak üzere dar ve sabit gelirli geniş kesimleri doğrudan ilgilendiren konulardaki gelişmeler yeniden belirginleşmeye başladı.
TÜRK-İŞ Araştırmasının 2017 Nisan ayı sonucuna göre;
Dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarı (açlık sınırı) 1.518,00 TL, Gıda harcaması ile birlikte giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamalarının toplam tutarı ise (yoksulluk sınırı) 4.944,63 TL oldu. Bekar bir çalışanın aylık yaşama maliyeti ise 1.899,03 TL olarak gerçekleşti.
Kuşkusuz hesaplanan bu yoksulluk sınırı ücret düzeyi değildir. Dört kişilik bir ailenin insan onuruna yaraşır bir hayat sürdürmesi için haneye girmesi gereken toplam gelir tutarıdır.
Ancak milyonlarca işçinin ailesi ile birlikte geçinmek durumunda kaldığı ve çoğunluğunun tek gelir kaynağı olan asgari ücret halen aylık net 1.404 TL/Ay’dır. Bu ücret düzeyi, bekar bir işçinin yapması gereken harcamayı karşılamaktan uzaktır. Dört kişilik bir ailenin ihtiyaçlarını karşılayabilmesi bir yana mutfak harcamasına bile yetmemektedir.
TÜRK-İŞ’in verileri temel alındığında “mutfak enflasyonu”ndaki değişim Nisan 2017 ayında şöyle gerçekleşti:
Ankara’da yaşayan dört kişilik bir ailenin “gıda için” yapması gereken asgari harcama tutarı bir önceki aya göre yüzde 2,51 oranında artış gösterdi. Yılın ilk dört ayı itibariyle fiyatlardaki artış yüzde 5,99 oranında gerçekleşti. Gıda enflasyonunda son on iki ay itibariyle artış oranı yüzde 9,45 oldu. Yıllık ortalama artış oranı ise yüzde 3,38 olarak hesaplandı.
TÜRK-İŞ uzmanları tarafından market ve pazar yerleri dolaşılarak piyasadan fiyatlar derlenmekte ve Gıda Endeksi oluşturulmaktadır. TÜRK-İŞ’in çalışması her ayın son haftası açıklanmaktadır. Devletin resmi kurumu TÜİK tarafından yapılan Tüketici Fiyatları Endeksi kapsamındaki gıda fiyatlarındaki değişim ise takip eden ayın ilk haftasında açıklanmaktadır. Aşağıdaki grafikte TÜRK-İŞ ve TÜİK Gıda Endekslerindeki aylık değişim yer almaktadır. Her iki endeks benzer eğilim göstermektedir.
Gıda harcaması çalışmasına temel alınan beslenme kalıbında yer alan ürünlerin fiyatları Nisan 2017 itibariyle şu şekilde değişim gösterdi:
Süt, yoğurt, peynir grubunda; süt ve yoğurt fiyatı geçen aya göre değişmezken, peynirde artış tespit edildi.
Et, tavuk, balık, sakatat, bakliyat ürünlerinin bulunduğu grupta; kıyma ve kuşbaşı et fiyatı bu ay artış gösterdi. Sakatat ürünleri (dana ciğer, yürek, böbrek) ile tavuk fiyatı ise değişmedi. Balık fiyatı, aysonu itibariyle sona erecek mevsimin de etkisiyle biraz artış gösterdi. Yumurtanın tanesi bu ay 5 kuruş daha ucuzladı.
Enflasyon üzerinde etkisi tartışma konusu edilen ve ithalatla fiyatı kontrol edilmeye çalışılan kuru fasulye dahil olmak üzere bakliyat ürünleri (kuru fasulye, kırmızı-yeşil mercimek, nohut, barbunya vb.) fiyatları, nohuttaki artış dışında ortalamada aynı kaldı.
Yaş sebze-meyve fiyatlarındaki hareketlilik ücretli çalışanların mutfak harcamasını doğrudan ilgilendirmektedir. Geçtiğimiz ay 4,15 TL olarak hesaplanan ortalama sebze-meyve fiyatı bu ay 4,17 TL oldu. Geçtiğimiz ay ortalama 4,37 TL olan sebze fiyatı 4,08 TL’ye gerilerken, meyve fiyatı geçen ay ortalama 3,57 TL olarak hesaplanırken bu ay 4,50 TL oldu.
Hesaplama yapılırken -her zaman olduğu gibi- pazardaki yaygın ve mevsim ürünleri esas alındı, ürünlerin tek tek ağırlığı yerine genel meyve-sebze tüketimi miktarından hareket edildi.
TÜRK-İŞ’in yaş-sebze meyve fiyatlarındaki bu hesaplama biçimi, mutfak harcaması tutarının belirlenmesinde daha esnek bir yaklaşımı ortaya koymaktadır. Hesaplamada önceden belirlenmiş bir ürünün piyasadaki mevcut fiyatını almak yerine, genel sebze ve meyve fiyatı temel alınmaktadır. Örneğin geçen ay TÜİK tarafından en fazla fiyatı artan ürünler arasında yer alan yeşil, biber, fasulye gibi maddeler hesaplamamızda kapsam dışında tutulmuştur. Benzeri biçimde bu ay erik, çağla, kavun gibi meyveler hesaplamaya dahil edilmemiştir.
Ekmek, pirinç, un, makarna, irmik gibi ürünlerin bulunduğu grupta; pirinç fiyatında artış görülürken, diğerlerinde bir fiyat değişikliği tespit edilmedi.
Son grup içinde yer alan gıda maddelerinden; tereyağı, zeytinyağı ve ayçiçekyağı fiyatı bu ay değişmedi, margarin fiyatı ise biraz arttı. Zeytin fiyatı ortalamada fazla değişmedi. Yağlı tohum (ceviz, fındık, fıstık, ayçekirdeği vb.) ürünlerinde fındık hariç diğerlerinde artış görüldü. Baharat (kimyon, nane, karabiber, vb.) ürünlerinin fiyatı bu ay yine değişmedi. Bal, pekmez, şeker, tuz, salça ile çay ve ıhlamur fiyatı Nisan ayında da aynı kaldı.
Konfederasyonumuzca hesaplanan tutarlar ücret düzeyi olmayıp haneye girmesi gereken toplam gelir miktarıdır. Ancak hanede çalışan sayısının sınırlı ve fakat ele geçen ücretin yetersiz olduğu durumlarda, elde edilen gelir birden fazla kişinin geçimini karşılayamamakta, kişi başına “insanca geçim için” yapılması gereken harcama tutarı yetersiz kalmaktadır.
TÜRK-İŞ’in bu araştırması alanında ilktir. Daha sonra bu alanda yapılan benzeri çalışmalara da örnek olmuştur/olmaktadır. “Açlık ve Yoksulluk Sınırı” çalışmasında hesaplamaya temel alınan gıda maddelerinin fiyatları, Konfederasyonumuzca piyasadan, market ve semt pazarları sürekli ve düzenli dolaşılarak doğrudan tespit edilmektedir. TÜİK tarafından derlenen fiyat verileri kullanılmamakta ve fakat, gelişmeleri değerlendirmek ve kıyaslama yapmak için sonradan izlenmektedir. Çalışma bu niteliğiyle bağımsızdır.
Konfederasyonumuz her ayın son haftasında ve TÜİK açıklamasından yaklaşık bir hafta önce hesaplama sonuçlarını kamuoyuna açıklamaktadır ve bu yönüyle, tüketici fiyatlarındaki artış eğilimini yansıtan “öncü gösterge” niteliğini de taşımaktadır.