Türk-iş Genel Eğitim Sekreteri Nazmi Irgat:“Devletin belirlediği geçim şartı bile dikkate alınmadı” Asgari ücrette yaş ayırımı Konfederasyonumuzun talebi doğrultusunda kaldırıldı.
2014 yılında geçerli olacak asgari ücret işveren-hükümet kesimi tarafından belirlendi. TÜRK-İŞ karara muhalif kaldı. Asgari Ücret Tespit Komisyonunun oy çokluğuyla aldığı karar Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı tarafından açıklandı. Asgari ücret altışar aylık dönemler itibariyle uygulanacak. Buna göre yeni asgari ücret Ocak-Haziran döneminde yüzde 4,85 oranındaki artışla brüt 1.071,00 TL, net 846,00 TL oldu. Temmuz-Aralık dönemi için artış oranı yüzde 5,88 olurken asgari ücret tutarı brüt 1.134,00 TL, net 891,03 TL olarak belirlendi. Konfederasyonumuzun talep ettiği “16 yaşından küçük işçiler” için ayrı bir asgari ücret belirlenmesi uygulamasından vazgeçilmesi önerisi işvereni kesiminin muhalefertine karşın kabul edildi. Böylece yaş ayırımı uygulaması kaldırılarak “tek asgari ücret” belirlendi.
Asgari ücret, Komisyonun 31 Aralık 2013 günü yapılan beşinci ve son toplantısında sonuca bağlandı. Komisyonda işçi kesiminin başkanlığını yürüten TÜRK-İŞ Genel Eğitim Sekreteri Nazmi IRGAT kararı şu şekilde değerledirdi:
“Asgari Ücret, çalışanların düşük ücretlere karşı korunmasını ve emek sömürüsünü önlemeye yönelik önemli ve etkin bir sosyal politika aracıdır. İşçi kesimi temsilcileri olarak, asgari ücretin gerek uluslararası gerek ulusal mevzuat çerçevesinde “insan onuruna yaraşır” bir düzeyde belirlenmesi için çaba gösterdik. TÜRK-İŞ olarak ilkelerimizi savunduk. Toplantılarda ortaya koyduğumuz bu görüşler Komisyon çalışmalarında dikkate alınmadı ve karar bizim muhalefetimize karşın oy çokluğu ile alındı. Sadece yaş ayırımı olmaması yönündeki talebimiz işverenin muhalefetiyle alınmıştır.
Belirlenen asgari ücret düzeyi yetersiz ve ülkenin bugünkü koşullarında “insan onuruna yaraşır bir yaşam düzeyi” sağlamaktan uzaktır. Asgari ücret yine pazarlık konusu edilmiştir. Devletin resmi istatistik kurumunun belirlediği net tutarın brütü bile verilmemiştir. Belirlenen bu asgari ücret, ülkede uygulanmakta olan ekonomik ve sosyal politikaların önemli bir göstergesidir. Siyasal iktidarın ve işverenlerin çalışanlara yaklaşımının yansımasıdır. İşsizlik gerekçe gösterilerek çalışanlar aileleriyle birlikte yoksulluğa terk edilmişlerdir.
Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun işveren-hükümet kesimi temsilcilerinin oy çoğunluğuyla belirlediği asgari ücrete katılmıyoruz ve işçi kesimi olarak muhalif kalıyoruz.”
Hükümet tarafından açıklanan “2014 Yılı Programı”nda asgari ücret artışının altışar aylık dönemler itibariyle yüzde 3 ve 3 oranında artması öngörülürken, işveren kesimi müzakerelerde ilk altı ay için yüzde 4,5 ikinci altı ay için yüzde 5,0 oranında artış teklifinde bulundu. TÜRK-İŞ ise öncelikle devletin belirlediği hesaplamanın temel başlangıç noktası olmasını ve fakat hedefin en düşük devlet memuru maaşı olması gerektiğini savundu.
Açılış Toplantısı
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının çağrısı üzerine 06 Aralık 2013 günü yapılan ilk toplantı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan Faruk Çelik’in katılımı ve konuşmasıyla başladı. Çalışma Genel Müdürü Vekili Nurcan Önder’in başkanlığında toplanan Asgari Ücret TespitKomisyonu’nda işçi kesimi, TÜRK-İŞ Genel Eğitim Sekreteri Nazmi IRGAT, TARIM-İŞ Genel Başkanı Bedrettin Kaykaç, ÇİMSE-İŞ Genel Başkanı Zekeriya Nazlım, HABER-İŞ Genel Başkanı Veli Solak ile TÜRK-İŞ Araştırma Müdür Yardımcısı Enis BAĞDADİOĞLU’dan oluşan heyetle temsil edildi.
Komisyon çalışmaları öncesi hazırlanan ve Konfederasyonumuzun görüş ve değerlendirmelerini içeren “Asgari Ücret 2014” başlıklı “Hazırlık Dosyası” işçi kesimi üyeleriyle paylaşıldı.
Asgari Ücret Tespit Komisyonu açılış toplantısında, işçi kesiminin görüşlerini açıklayan Genel Eğitim Sekreteri, şu hususlara işaret etti:
“İşçi ve ailesinin günün ekonomik ve sosyal koşullarına göre insanca yaşamasını mümkün kılacak, insanlık onuruyla bağdaşacak bir ücret elde etmesi yapılacak çalışmaların temelini oluşturmalıdır. Bu yaklaşım, aynı zamanda Anayasanın bizlere verdiği, yerine getirilmesi gereken bir görev ve sorumluluktur.
Sosyal bir ücret olması gereken asgari ücret, maalesef günümüzde milyonlarca işçinin ve ailesinin tek gelir kaynağıdır. Resmi verilere göre, çalışanların ağırlıklı olarak istihdam edildiği özel sektörde, çalışanların yüzde 43’ünün prime esas kazancı asgari ücret düzeyindedir. Asgari ücretin biraz üzerinde olanlar da dikkate alındığında, neredeyse her üç çalışandan ikisinin kazancı bu düzeyde olmaktadır. Taşeron işçilerinin büyük bir çoğunluğu, benzer işi yapanların emsal ücretini almak bir yana, yıllardır asgari ücretle ve olumsuz şartlarda çalışmak durumunda kalmaktadır. Kayıtdışı istihdam edilenlerin durumu daha da kötüdür. İşsizlik baskısıyla çoğu zaman asgari ücretin bile altında bir gelirle yaşamını sürdürmektedir. Asgari ücret, milyonlarca işçiyi ve ailesini doğrudan ilgilendirmektedir. Ülkede uygulanmakta olan ekonomik ve sosyal politikaların bir yansıması niteliğindedir.
Var olan asgari ücret dikkate alındığında, yıllık programda öngörülen yüzde 3 oranındaki artışın yüzde 4 veya 5 olması da bir anlam taşımamaktadır, çalışanların geçim şartlarını insan onuruna yakışır düzeye getirmekten uzaktır.
Önemli olan Hükümetin asgari ücrete olan bakış açısıdır ve yaklaşımıdır. Çalışanların ve işsizlerin çaresizliği fırsat bilinerek emek sömürüsü yapılması önlenmelidir. Asgari ücret uygulamasının amacı, düşük ücret temelinde sürdürülecek haksız rekabet ortamını ortadan kaldırmaktır.
‘16 yaşından küçük işçiler’ için ayrı bir asgari ücret belirlenmesi, Türkiye’nin çocuk işçilikle mücadelesinde, uluslararası alanda haksız bir algı oluşmasına neden olmaktadır. Bu uygulama sınırlı sayıda bir yaş grubunu kapsamaktadır. Kaldı ki, teşviklerde yaş farklılaşması uygulaması zaten mevcuttur. Asgari ücretin yaş ayırımı yapılmadan tek olarak belirlenmesi asgari ücret felsefesine de uygun düşecektir.
TÜRK-İŞ’in Açlık ve Yoksulluk Sınırı Çalışması
Konfederasyonumuzun Aralık 1987’den bu yana her ay düzenli olarak yaptığı ‘açlık ve yoksulluk sınırı’ çalışmasının Aralık 2013 ayı sonucu, asgari ücret toplantısından önce açıklandı. Bu çalışmada, bekar bir işçinin geçinme tutarı TÜİK’in hesaplaması ile benzeri sonuçlar verdi.
Yeni Asgari Ücret Belirlendi
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nda yapılan Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun 31 Aralık 2013 günlü toplantısında müzakereler üst düzeyde sürdürüldü. Yapılan görüşmeler sonrası, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sayın Faruk Çelik, yeni asgari ücreti açıkladı ve kararın işveren kesiminin katılımıyla alındığını, işçi kesiminin çoğunluk görüşüne katılmadığını ifade etti.
Komisyonun kararına göre; 4857 sayılı İş Kanunu’nun 39 uncu maddesi gereğince, iş sözleşmesi ile çalışan ve bu kanunun kapsamında olan veya olmayan her türlü işçinin asgari ücreti, yaş ayırımı olmaksızın, yılın ilk yarısında brüt 1.071 lira, ikinci yarısında 1.134 liradır. İşverene maliyeti ise (SGK işveren primi payındaki yüzde 5’lik indirim de dikkate alınarak) 2014 yılının ilk altı aylık döneminde 1.258 lira, ikinci altı aylık döneminde ise 1.332 liradır.
Yapılan kesintilerden sonra asgari ücretten geçen tutar yılın ilk altı ayında 846 lira ve yılın ikinci altı ayında 891 lira olmaktadır.
ASGARİ ÜCRET
Ocak’2013
Temmuz’2013
Ocak’2014
Temmuz’2014
Brüt Aylık Asgari Ücret (TL/Ay) (I)
978,60
1.021,50
1.071,00
1.134,00
SGK Primi
137,00
143,01
149,94
158,876
Gelir Vergisi
51,38
56,85
56,22
64,26
Damga Vergisi
7,43
7,75
8,13
8,61
İssizlik sigortası
9,79
10,22
10,71
11,34
Kesintiler Toplamı
205,59
217,82
225,00
242,97
Kesinti Oranı
21,0%
21,3%
21,0%
21,4%
Net Aylık Asgari Ücret (TL/Ay)
773,01
803,68
846,00
891,03
İşverene Maliyeti
SGK işveren primi
141,90
148,12
166,01
175,77
İşsizlik sigortası işveren primi
19,57
20,43
21,42
22,68
İşveren Kesinti Toplamı (II)
161,47
168,55
187,43
198,45
Toplam İşgücü Maliyeti (I+II)
1.140,07
1.190,05
187,43
1.332,45
Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun kararı 31 Aralık 2013 gün ve 28868 sayılı Resmi Gazete’de (3. Mükerrer) yayımlanarak 1 Ocak 2014 gününden itibaren yürürlüğe girmiştir.
TÜRK-İŞ’İn Asgari Ücret Karşı Oy Gerekçesi
Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun işveren-devlet kesimi temsilcilerinin oy çokluğu görüşüyle belirlenen asgari ücrete, Komisyonda işçi kesimi adına görev yapan Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (TÜRK-İŞ) temsilcileri, aşağıdaki özetlenen gerekçeyle katılmamış ve muhalif kalmışlardır:
“İşçi ve ailesinin günün ekonomik ve sosyal koşullarına göre insanca yaşamasını mümkün kılacak, insanlık onuruyla bağdaşacak bir ücret elde etmesi yapılacak çalışmaların temelini oluşturmalıdır.
Asgari ücret; bilimsel, objektif yöntemler ve güvenilir verilerle tespit edilen taban ücrettir. Pazarlık ücreti değildir. Asgari ücretin belirlenmesinde, diğer ücret çeşitlerinin aksine işçinin emeği ile birlikte insan olma kimliği ön plandadır.
Anayasa, asgari ücretin tespitinde göz önünde bulundurulması gereken bir hususu “çalışanların geçim şartları” olarak belirlemiştir. Çalışanların aileleri ile birlikte insana yakışır bir yaşam düzeyi” sağlamak için yapılması gereken harcama tutarını Konfederasyonumuz her ay hesaplamakta ve kamuoyuna açıklamaktadır.
Asgari Ücret Tespit Komisyonu, geçim koşullarını hesaplaması için TÜİK’e görev vermiştir. Devletin resmi kurumunun Kasım 2013 tarihi itibariyle tek işçi için hesapladığı tutar net 1.205,10 liradır. Yapılan bu hesaplamada ‘çalışanın ailesi’ dikkate alınmamıştır. İşçi kesimi, öncelikle TÜİK tarafından belirlenen net tutarın temel alınmasını, sonradan öngörülen 2014 yılı enflasyon hedefi ile refah payı ilavesi gerektiğini, sonuç itibariyle, bu yöntemle belirlenecek asgari ücretin önemli adım ve başlangıç olacağını Komisyonda ifade ve talep etmiştir. Ancak devletin resmi kurumu TÜİK tarafından belirlenen tutar bile Komisyonda görev yapan işveren-devlet kesimi temsilcileri tarafından pazarlık konusu yapılmış ve asgari ücret daha düşük belirlenerek, oy çokluğuyla kabul ve ilan edilmiştir.
Asgari ücret belirlenirken “çalışanların” değil ‘işverenlerin’ durumu dikkate alınmış ve talepleri belirleyici olmuştur. Ülkenin ve işletmelerin rekabet şartlarını düşük ücret politikasıyla sağlamak ve sürdürmek anlayışı egemen kılınmıştır.
Anayasanın “Ücrette Adalet Sağlanması” başlıklı 55 inci maddesinde, çalışanların yaptıkları işe uygun adaletli bir ücret elde etmeleri için Devletin gerekli tedbirleri alması gereği düzenlenmiştir. Devletin çalışanlar arasında ayırımcılık yapmaması, eşitliği sağlaması gerekmektedir. Ancak, asgari ücret ile en düşük kamu çalışanı maaşı arasında farkın kapanması bir yana giderek açılmaktadır. Komisyona Maliye Bakanlığı’ndan gelen bilgiye göre, 2014 yılı Ocak ayında en düşük brüt memur maaşı 2.084,73 liradır. Komisyonun işveren-devlet kesimi temsilcilerince belirlenen asgari ücrette bu durum da dikkate alınmamış, toplumda adalet duygusunun zedelenmesine zemin oluşturulmuştur.
Komisyon çalışmalarında kamu temsilcileri tarafından yıllık program, ekonomik göstergeler temel alınarak ifade edilen ülkenin ekonomik durumuyla ilgili olumlu gelişmeler, işçilerin günlük yaşantısına ve gelirine yansıtılmamıştır.
Bu yaklaşım gelir eşitsizliğini ve adaletsizliği daha da büyütmektedir. Devlet sosyal koruma görevini iktisaden zayıf olan işçiden yana kullanmamıştır.
Belirlenen bu asgari ücret, ülkede uygulanmakta olan ekonomik ve sosyal politikaların önemli bir göstergesi, siyasal iktidarın ve işverenlerin çalışanlara yaklaşımının yansımasıdır.
Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun işveren-devlet kesimi temsilcilerinin oy çoğunluğuyla belirlenen asgari ücrete, gerek miktar ve gerek belirleme yöntemi açısından yukarıda sıraladığımız gerekçelerle katılmıyoruz ve işçi kesimi olarak muhalif kalıyoruz.”
KOMİSYON ÇALIŞMALARINDA SAVUNULAN İLKELER
· Anayasa’da yer alan “geçim şartları” yaklaşımının dikkate alınması;
· İşçinin ailesi ile birlikte günün ekonomik ve sosyal koşullarına göre insanca yaşamasını mümkün kılacak, insanlık onuruyla bağdaşacak bir tutarın esas olması;
· İşçinin ve ailesinin harcama kalıbının esas alınması ve hesaplamalarda Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerinin kullanılması;
· Bilimsel verilerle hesaplanan net tutarın işçinin eline geçmesinin sağlanması;
· Sanayi/tarım veya bölge, yaş, cinsiyet ayırımı yapılmadan asgari ücretin ulusal düzeyde tek tutar olması;
· İşçilerin arasında nitelik, kıdem, işin mahiyeti gibi ekonomik amaçlı değerlendirmelerin tümünden bağımsız olarak ele alınması, ekonomik ölçülerin ötesinde sosyal ve “insan onuruna yaraşır” bir ücret olarak kabul edilmesi;
· İşçinin satın alma gücünün ileriye dönük olarak korunabilmesi için gerekli bir iyileştirmenin ayrıca TÜİK tarafından bilimsel olarak belirlenecek tutara ilave edilmesi;
· Belirleme yapılırken en düşük devlet memuru maaşının dikkate alınması;
· Gelir dağılımında adaleti sağlamaya yönelik olarak ayrıca refahtan pay içermesi;
EN DÜŞÜK DEVLET MEMURU MAAŞI ile ASGARİ ÜCRET