Genel Başkan Ergün ATALAY, ’10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’ dolayısıyla Türkiye Gazeteciler Sendikası’nın (TGS) Ankara bürosunda basın mensuplarıyla bir araya geldi.
TÜRK-İŞ Konfederasyonu Genel Başkanı Ergün ATALAY, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü vesilesiyle Türkiye Gazeteciler Sendikası'nı ziyaret etti. Gazetecilerin gününü kutlayan ATALAY, gazetecilerin örgütlenmesi gerektiğine değindi. ATALAY, gazetecilik mesleğini yapan emekçilerin adaletli ve özgür olması gerektiğinin altını çizdi. Türkiye'de işsizlik rakamlarının açıklandığını ve en çok işsizliğin basın alanında olduğunu vurgulayan ATALAY, "Geçen sene 10 Ocak'ta Gazeteciler Sendikası'nın genel merkezindeydik. Bu kutlamayı orada yapmıştık. 3 senedir kapalı olan Gazeteciler Sendikası'nın yeni şube binasında beraberiz. 3 sene çok uzun bir zaman. Gazeteciler Sendikası'nın Ankara'da şubesinin olmamasının bedelini hem gazeteciler hem sivil toplum hem de biz sendikacılar ödüyor. Bağımsız ve tarafsız gazetecilere dünyada olduğu gibi bizim de ihtiyacımız var. Gazeteciler mesleğinden, işinden dolayı bedel ödememeli, işsiz kalmamalı. Maalesef Türkiye'de işsizliğin yüzde 13,4 olduğu dönemde gazetecilerdeki işsizlik yüzde 24'ler civarında. Biz Gazeteciler Sendikası'nda bu sene umut ediyoruz ki barajı aşmayı istiyoruz. Biz TGS'de yüzde 10'u örgütlersek problemlerimizin büyük kısmını çözmüş oluruz. Gazeteciler tarafsız ve adaletli olmalı. Gazetelerin büyük bir bölümü siyasi örgütlerin yayın organları gibi çalışıyor. Nokta kadar bir noksanlık varsa, hiç sıkıntı çekmeden üzerine gitmeye devam edin. Ama haklı olduğumuz meselelerde de bize destek olun. Siz bizi nasıl anlatırsanız kamuoyu öyle biliyor" dedi.
"Yapılanların hepsi planlı, programlıydı"
Her gittiği yerde asgari ücretle ilgili sorular sorulduğunu söyleyen ATALAY, TÜRK-İŞ'in asgari ücretle ilgili açıklama anında masadan kalkmasıyla ilgili de, "Asgari ücretle ilgili o masada TÜRK-İŞ 40 senedir temsil ediyor. Bu sene 2 bin 578 lira olsun istedik. Olmazsa da masayı terk edeceğimizi ilettik. TÜRK-İŞ'in bir tane asgari ücretle çalışan kayıtlı işçisi yok. Diğer sendikaların da çalışanlarından yüzde 1'i geçeceğini düşünmüyorum. Asgari ücret, mahkemeler dahil olmak üzere 12 kalemi ilgilendiriyor. Devlet olmadan işverenle asgari ücret konusu üzerine anlaşamayız. İşveren, kendi işine gelmeyen hiçbir işin altına imzayı atmıyor. Asgari ücret şu anda geçinilecek bir ücret mi, değil. Bununla ilgili 5 milyon 800 bin insanın geçim ücreti oldu. Bununla ilgili mücadeleye devam edeceğiz. Sonuç iyi olursa devlet vermiş oluyor, işveren vermiş oluyor, kötü olursa biz alamamış oluyoruz. İhale bize çıkıyor. Seneye arzum bu konuyu şiddetle konuşanları komisyona almak lazım. Tenkit eden gazetecileri de Asgari Ücret Komisyonuna alalım. Biz 40 sene sonra ilk defa masayı terk ettik. Yapılanların hepsi planlı programlı, TÜRK-İŞ yönetiminde genişletilmiş karar çerçevesinde hareket ettik" şeklinde konuştu.
"Beklentimizin çok altında bir rakam geldi ve biz masayı terk ettik"
Asgari ücretin kendilerine yönelik bir jesti olmadığını belirten ATALAY, "Kamuoyunun, benim ve işçinin beklentisi bu değildi. Bu asgari ücretin kabul edilebilir bir tarafı yok. Biz 2 bin 578 lirayı neye göre söyledik; yapılan bir araştırma var elimizde. Ben de isterim 4 bin 700 olsun, 6 bin olsun. Bunları istemekle olmuyor. Bir veri var elimizde, o yüzden 2 bin 578 liranın üstünün konuşulması gerektiğini söyledik. Ben burada bir jest göremiyorum. Beklentimizin çok altında bir rakam geldi ve biz masayı terk ettik. 2 bin 578'in üstünü konuşsalardı o zaman jesti konuşabilirdik" ifadelerini kullandı.
Kıdem tazminatıyla ilgili TÜRK-İŞ Konfederasyonunun tavrının hiç değişmediğini dile getiren ATALAY, "Kıdem tazminatıyla ilgili uzun yıllardır konuşuluyor. Geldiğimiz yerin nokta kadar gerisinde ne oluruz, ne konuşuruz. Alamayanlarla ilgili bir gelişme olursa katkı sağlarız. Onlar biraz Türkçe olarak ne demek istediklerini söylerlerse, sendikalar da bununla ilgili tavır belirlerler. Bununla ilgili konuşacak fazla bir şey yok" diye konuştu.