Genel Başkan Ergün ATALAY, 21 Ekim 2020 Çarşamba günü TÜRK-İŞ Genel Merkezi’nde düzenlenen YOL-İŞ Sendikası’nın Başkanlar Kurulu’na hitap etti.
ATALAY, YOL-İŞ Sendikasının TÜRK-İŞ Genel Merkezi'nde yapılan Başkanlar Kurulu Toplantısı'nın açılışında, Türkiye'de 17 milyon çalışandan sadece 2 milyonunun sendikal örgütlülüğünün olduğunu belirterek, salgın sürecinde en büyük bedeli, işsizlerin ve örgütsüz çalışanların ödediğini söyledi.
İşçi, memur ve emeklilerin, toplumun yüzde 70'ini oluşturduğunu ama bu kesimlerin Meclis'te aynı oranda temsilcisinin bulunmadığını dile getiren ATALAY, şöyle konuştu:
"Meclis'te yoksan, orada senin derdini anlatacak kişi de yok. Orası işveren ve sermaye ağırlıklı bir Meclis. Tulum giymiş adam orada olmazsa, bizim derdimizi, sıkıntımızı başkaları bizim gibi anlatamaz. Bu bir eksiklik. Bu eksikliği TÜRK-İŞ olarak dar gelirli, emekçiler başta olmak üzere tüm kesimlere ulaşarak gidermeye çalışıyoruz. Birkaç ay önce kıdem tazminatıyla ilgili düzenleme gündeme geldiğinde de mücadele yürüttük. O süreçte hem mücadele hem müzakere yürüttük. Her ortamda bu konuyu gündeme getirdik. Tehlike geçti mi, hayır. Rafa kaldırdılar. Bir daha gündeme getirirlerse mücadeleye kaldığımız yerden devam ederiz. Kıdem tazminatı yoksa sendikacılık yapmanın da anlamı yok."
– "Üç kişiden biri sigortasız ve güvencesiz çalıştırılıyor"
ATALAY, TBMM'ye sunulan torba yasa teklifine de değinerek, "Baktığımız zaman pakette 25 yaş altına esnek çalışma var. Bu, kıdem tazminatı hakkının tırpanlanması demek. Bunun dışında ne var, emeklilik hakkının sınırlandırılması var. Başka ne var, kayıt dışı istihdama göz yumulması var. Ülkemizde kayıt dışı istihdam oranı yüzde 34 düzeyinde. Yani her üç kişiden biri sigortasız ve güvencesiz çalıştırılıyor. Paketle kayıt dışı işçi çalıştıran işverene adeta af var." değerlendirmesinde bulundu.
Taşeron işçilerin kadroya alınması için ilk mücadeleyi YOL-İŞ Sendikasının başlattığına dikkati çeken ATALAY, yüz binlerce taşeron işçisinin kadroya alınmasının, bu mücadelenin ürünü olduğunu belirtti.
O süreçte KİT'lerde çalışan 80 bine yakın işçinin kadroya alınmadığına işaret eden ATALAY, hükümet yetkililerin daha sonra verdiği sözlere rağmen aradan geçen sürede bu işçilerin bir türlü kadroya alınmadığını vurguladı.
"Taşeronların kadroya geçirilmesinin mimarı YOL-İŞ'tir"
TÜRK-İŞ Genel Mali Sekreteri ve YOL-İŞ Sendikası Genel Başkanı Ramazan AĞAR da taşeron işçilerin kamuda kadroya alınması sürecini, Karayollarındaki taşeron işçilerin kadroya alınmasını sağlayarak kendilerinin başlattığını anımsatarak, taşeron düzenlemesinin mimarının YOL-İŞ Sendikası ve TÜRK-İŞ olduğunu kaydetti.
Bugün bazı sendika ve konfederasyonların, taşeron işçilerin kadroya alınması başarısını sahiplenmeye çalıştığını ifade eden AĞAR, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Karayollarında 10 bin taşeron işçisinin kadroya alınması için başlattığımız hukuk mücadelesi olmasaydı, bugün yüz binlerce taşeron işçi hala kadro bekliyordu. Bugün taşeron işçiler kamuda sürekli işçi kadrolarına kavuşmuşsa bu, sendikamızın uzun yıllar yürüttüğü hukuk mücadelesinin sonucudur. Bu işin mimarı tartışmasız YOL-İŞ Sendikasıdır. Tabii daha sonraki süreçte diğer sendikaların da önemli mücadeleleri oldu. Emeği ve katkısı olan herkesten Allah razı olsun."