2019 yılının ilk aylarındayız. Yeni bir yıl, gerek kişi olarak gerek kurum olarak gerek ülke olarak, geçmişin değerlendirmesini yaptığımız geleceğe umutla baktığımız bir ara duraktır. Geçmişimiz geleceğimizi şekillendirmektedir. TÜRK-İŞ olarak Yirmi Üçüncü Çalışma Dönemini sürdürüyoruz. Bu dönemde Başkanlar Kurulumuz on yedi kez toplanarak gündemindeki konuları görüştü, yol haritasını gözden geçirdi. Çalışma hayatındaki sorunları gündemde tutmaya, çözüm aramaya yönelik çabalarımızı her platformda dile getirmeye, sesimizi duyurmaya birlik ve dayanışma içinde devam edeceğiz.
Ülkemiz 31 Mart 2019 günü yapılacak yerel seçimlere hazırlanmaktadır. Her seçim, geçmişin, yapılan hizmetlerin genel muhasebesinin yapıldığı bir dönemdir. Bu dönemin de barış ve siyasi nezaket içinde, toplumda ayrışmalara yol açacak gelişmelere neden olmadan gerçekleşmesi temennimizdir.
* * *
Konfederasyonumuz üyesi sendikaların ve şubelerinin genel kurul çalışmaları sürmektedir. Yapılan çalışmaların bir muhasebesi yapılmaktadır. Sendikacılık hareketinin son yıllarda aşındığı bilinmektedir. Bu gelişmeye yol açan çeşitli ekonomik ve sosyal, yasal unsurlar etkili olmuştur. Dış faktörlerin etkisi yanı sıra kendi payımıza da bakılmalıdır. Sendikada yöneticilik bir sorumluluktur. En temel ifadesiyle “işçinin hakkının ve parasının bekçiliği” görevi hakkıyla yerine getirilmelidir. Temsilcisi olduğumuz işçilerden, emeği ile geçinen arkadaşlarımızdan uzaklaşmış bir sendikacılık anlayışının geleceği olmayacaktır.
* * *
2019 yılında geçerli olacak asgari ücret brüt 2.558,40 TL/ Ay ve net 2.020,90 TL/Ay olarak Asgari Ücret Tespit Komisyonu tarafından oybirliği ile belirlendi. Asgari ücretteki artış yüzde 26,06 oranına ulaştı. Böylece bekar işçinin eline aylık net 418 TL daha fazla geçmektedir. Belki mükemmel bir ücret düzeyi değil ama kabul edilebilir, çoğunluğu memnun eden bir ücret oldu. Emeği geçen arkadaşlarıma teşekkür ederim.
Asgari ücretin belirlenmesi çalışmalarında Konfederasyonumuz etkin oldu. Kamuoyuna daha Eylül ayında açıklanan “başlangıç için 2 bin TL” talebimiz olumlu tepki topladı, gündemde yer aldı. Komisyonda ilk defa asgari ücretli bir kadın işçi temsil görevi üstlendi.
İşçinin hakkının savunurken söylediklerim üzerinden bana ve TÜRK-İŞ’e karşı bir algı operasyonu yürütülmek istendi. Savcılığa suç duyurusunda bulunuldu. Üstelik bunu yapanlar -sözüm ona- işçi temsilcileriydi. Tüm çalışanların insan onuruna yakışır ve adil bir ücret alması en büyük gayemizdir. Gelişmelere her zaman Türkiye penceresinden baktık, işçilerin hak ve menfaatleri önceliğimiz oldu. Bu tavrımız dün de böyleydi yarın da böyle olmaya devam edecektir. Bu mücadelemiz bizler için onur madalyası niteliğindedir. Bu süreçte ziyaret eden, destek olan, açıklama yapan tüm emek dostlarına teşekkür ederiz. Geleceğe olan umudumuzu yeşerttiler.
* * *
Kamuda taşeron düzenlemesinden yaklaşık 800 bin işçi yararlandı, sürekli işçi kadrosuna alındı. Ancak asıl işi yapanlar kadroya girsin derken, asıl işi yapanlar kenarda kaldı. Taşeronların kadroya alınmasının ardından KİT’ler, Özel Bütçeli Kuruluşlar ve diğer kapsam dışı kalan taşeron işçiler ile ilgili kadro konusu maalesef hala açıklığa kavuşturulamadı. Asıl işi yapan 85 bin civarında arkadaşımız şu anda kapsam dışında, yapılacak düzenlemeyi bekliyor. Bu durum tüm kurum ve kuruluşlarda var. Örneğin; enerjide, madende, postanede, şekerde, demiryollarında, karayolları ve il özel idarelerinde, devletin radyo ve televizyon kurumunda var. Aynı şekilde, danışmanlık ve ihaleli işlerde, hasta bilgi yönetim sisteminde, anahtar teslim işlerde, personel giderinin yüzde 70’in altına düşebildiği yerlerde de çalışanlar sürekli işçi kadrosuna alınmadı. Buralarda çalışan taşeron işçilerinin kadro talebi verilen sözlere rağmen karşılanmadı. Bu arkadaşlarımızın da mağduriyetleri bir an önce giderilmelidir.
Taşeron şirketlerden kadroya geçen işçilerin ücret, mali ve sosyal hakları Yüksek Hakem Kurulu tarafından yapılan toplu iş sözleşmeleri esas alınarak tespit edildi. Yaşanan yüksek enflasyon ücret zammı ve sosyal yardım ödemelerini aşındırdı. Bu işçilerin ücret zamları altı ayda bir yüzde 4,0 oranında kaldı. Sosyal yardım ödemelerinde artış yapılmayacak. Belediye şirketlerine geçirilen taşeron işçileri 6772 sayılı kanuna göre ödenen ilave tediyelerden faydalanamıyor. Taşeron sorunu gündemimizde tüm ağırlığıyla yer almaya devam ediyor. Konuyla ilgili taleplerimizi başta Cumhurbaşkanlığı olmak üzere ilgili bakanlıklara ilettik. Bu meselenin bir an evvel çalışma hayatının gündeminden kalkması için mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz.
* * *
696 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 106. maddesinin 3. fıkrasında yer alan kurumlarda 5 ay 29 gün çalışan işçilerin Maliye ve Hazine Bakanlığının onayıyla 4 ay daha çalıştırılmasının yolu açılmıştır. Ancak uygulamada sıkıntılar devam etmektedir. Maalesef belediye ile il özel idareleri kapsam dışında tutulmuştur. Bu konuda ciddi mağduriyetler söz konusudur ve bunun önlenmesi için yasal bir düzenleme yapılması gerekmektedir. Geçici işçiler bu konuda somut adım atılmasını beklemektedir.
* * *
Konfederasyonumuz üyesi sendikalar 2019 yılında kamuda (belediye işyerleri hariç) yaklaşık 171 bin işçi için toplu iş sözleşmesi müzakeresi yürütecektir. Kamu toplu iş sözleşmelerinin -geçtiğimiz dönemlerde olduğu gibi- Başkanlar Kurulu tarafından oluşturulan “Koordinasyon Kurulu” tarafından yapılması kararı alınmıştır. Bununla ilgili toplantımızı gerçekleştirdik. Kamu işyerlerinde örgütlü sendikalarımız ortak hareket edecek ve toplu iş sözleşme görüşmelerini koordinasyon içinde birlikte yapacaktır.
Taşeron işçilerin sorunlarına çözüm bulunması için oluşturulan “çalışma grubu” da Başkanlar Kurulumuzun aldığı karar doğrultusunda çalışmalarını sürdürmektedir.
* * *
Ücretli çalışanlar üzerinde ağır bir vergi yükünün olduğu herkes tarafından bilinmektedir. Anayasanın 73 üncü maddesinde “Herkes, kamu giderlerini karşılamak üzere, mali gücüne göre vergi ödemekle yükümlüdür” ifadesi yer almasına rağmen bunun gerekleri yerine getirilmemektedir. Gelir vergisinin çoğunu ücretliler ödemeye devam etmektedir. İşçiler üzerindeki vergi baskısı, özellikle vergi dilimlerinde ve tarifelerinden kaynaklanmaktadır. İşçilerin gelir vergisi oranı yüzde 15-20-27-35 olarak uygulanmaktadır. 2019 yılı için ilk dilim yıllık 14.800 TL’den ancak 18.000 TL’ye yükseltilmiştir. Asgari ücretli bir işçi bile yılın sonuna doğru yüzde 20 oranında vergilendirilir duruma gelmektedir. 2019 yılının başında 3.000 TL alan işçinin net ücreti yılın ikinci yarısından itibaren her ay 166 TL azalmaktadır. Aylık 3 bin TL net ücreti olan işçi yılda 7.013 TL gelir vergisi ödemektedir. Ayrıca ücretinden yıllık 358 TL damga vergisi kesintisi de yapılmaktadır. Yani neredeyse yılın 2,5 ayı sadece doğrudan vergi ödemesidir. Elektrik, su, doğalgaz, ulaşım vb. temel ihtiyaçların karşılanması için yapılan harcamalarda ödenen KDV, ÖTV gibi dolaylı vergilerle vergi yükü daha da katlanmaz boyutlara ulaşmaktadır. Vergide adaletin sağlanması milyonlarca ücretli çalışanın temel talepleri arasındadır.
* * *
Emeklilikte yaşa takılanların durumu toplumsal bir soruna dönüşmüş durumdadır. Bilindiği üzere 2008 yılından sonra çalışmaya başlayanların emeklilik şartları daha da zorlaşmıştır. Bugün prim gün sayısını doldursa dahi emeklilik için gerekli yaşı bekleyen yüzbinlerce vatandaşımız bulunmaktadır. Her ülke kendi şartlarına göre kanunları yapmak mecburiyetindedir. Bizim ülkemizdeki yaşama ve çalışma şartları göz önüne alınarak emeklilik yaşı düşürülmeli, emeklilikte yaşa takılanların mağduriyeti sona erdirilmelidir.
TÜRK-İŞ olarak bu konunun çözüme kavuşturulması için siyasi partilerin ve bazı milletvekillerinin ortaya koyduğu iradeyi desteklediğimizi ifade etmek istiyoruz.
* * *
Sakarya’da ‘Tank Palet Fabrikası’ olarak bilinen 1. Ana Bakım Fabrika Müdürlüğü Cumhurbaşkanlığının 481 sayılı Kararıyla özelleştirme kapsam ve programına alınmıştır. Fabrika alanı 1,8 milyon metre karelik bir alanı kapsamaktadır. 1975 yılında kurulan fabrikada sivil ve asker olarak toplam çalışan sayısı 972 kişidir. Bu fabrikada fırtına obüs üretilmekte, tank palet imalatı ile obüsler için optik dürbün yapılmaktadır. Milli savunmamızın ihtiyaçları karşılandığı gibi yurtdışına da ihracat yapılmaktadır. Anılan işyeri milli bir kuruluşumuzdur, savunma sanayiimizin önemli bir işyeridir.
Özelleştirme uygulamalarının ülkemiz ekonomik ve sosyal yapısında, çalışma hayatında ve sendikal örgütlenmede neden olduğu sorunlar yakın bir dönemde Telekom, Seka, Türk Şeker Fabrikaları örnekleriyle ortadadır. Türk Harb-İş Sendikası, anılan işyerinin özelleştirilme kararına karşı çeşitli eylemleri hayata geçirmektedir. Bu ülkenin işçisi, sendikacısı, esnafı, emeklisi ve tüm çalışanları, ülkeye yararı olmayan bu özelleştirmeye karşı desteğini göstermelidir.
* * *
Ülkemizde, örgütlenmenin önündeki engeller çalışma hayatının kanayan yarası olmaya devam etmektedir. Sendikal örgütlenme oranımız, yasal düzenlemeyle kolaylık sağlanan taşeron işçisine rağmen, halen yüzde 12’ler seviyesindedir. Bu oran bu ülkeye yakışmamaktadır. Turizm merkezi olan ilimizde, Anadolu Kaplanları olarak nitelendirilen illerimiz arasında yer alan bir sanayi şehrinde sendikalaşma oranı en düşük seviyededir. Kayıtlı ekonomiyi ve kayıtlı istihdamı sağlayacak en etkili ve sürdürülebilir güç sendikal örgütlenmedir. Ülkede uygulanan teşvik ve muafiyetler bu çerçevede gözden geçirilmeli ve yeniden düzenlenmelidir. 2019 yılı örgütlenmenin önündeki engellerle mücadele yılımızdır. Bu amaçla bir üniversitemizle işbirliği yaparak geniş katılımlı “sendikal haklar” sempozyumunu gerçekleştirdik. Çalışanlarının sendikalı olduğu bir devletin kayıt dışı istihdamla mücadelesi kolaylaşır, işçisine güvence sağlanır, işverenin itibarı ve iş yerinin marka değeri yükselir.
* * *
Aralık ayında Danimarka’da ITUC (Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu) 4. Dünya Kongresi gerçekleştirilmiştir. Kongrede ITUC’un en üst karar alma organı olan Genel Konsey’e TÜRK-İŞ Genel Başkanı asil üye olarak seçilmiştir. Aynı zamanda ITUC Genel Başkan Yardımcılığı görevini de yürütecektir. Böylece çalışanlarımızın sorunlarını her platformda olduğu gibi burada da büyük bir kararlılık ve mücadeleyle sürdürme imkanı bulduğumuzu ifade etmek isteriz.
* * *
Bu duygu ve düşüncelerle TÜRK-İŞ olarak tüm halkımızın yeni yılını yürekten kutlar, hem dünyamıza hem ülkemize huzur, refah ve mutluluk getirmesini dileriz.