ATALAY, Soma'daki maden faciası davasında çıkan karara ilişkin, "Ben bu mahkemeden çıkan kararı bekleyip, önümüzü görüp ona göre hareket edeceğimizi düşünüyordum. Çıkan kararda beni, aileleri, kamuoyunu mutlu edecek, tebessüm ettirecek hiçbir şey olmadı. İnşallah üst mahkemede bu bozulur." dedi.
İşçi ve emekli kesimin ülkenin yarısını oluşturduğuna işaret eden ATALAY, Mecliste az sayıda milletvekiliyle temsil edilmelerini eleştirdi.
Meclisin ve siyasi partilerin kendileri için önemini dile getiren ATALAY, maden facialarına değindi.
Yatağan Termik Santrali'nde kazanları besleyen kömür bant sisteminin çökmesi sonucu meydana gelen kazadan 4 saat sonra olay yerinde olduğunu anlatan ATALAY, "Ben bu evin başıyım. 24 saat hiç oradan ayrılmadan arkadaşlarımızla beraber olduk, defnettik ve buraya geldik. Soma'da olay oldu, 5 saat sonra oradaydık. Ermenek'te oldu, Siirt'te, Madenköy'de oldu. Olmaya devam ediyor." diye konuştu.
Soma'daki maden faciasına ilişkin 11 Temmuz'da çıkan mahkeme kararına değinen Atalay, şöyle devam etti:
"301 kişi öldü, aradan 4,5 sene zaman geçti, mahkemenin verdiği ceza 15 ile 20 yıl arasında. Kim yaptı bunu? Neden, niçin oldu? Ben TÜRK-İŞ Başkanıyım, inanın bilmiyorum. Ben bu mahkemeden çıkan kararı bekleyip, önümüzü görüp de ona göre hareket edeceğimizi düşünüyordum. Çıkan kararda beni, aileleri, kamuoyunu mutlu edecek, tebessüm ettirecek hiçbir şey olmadı. İnşallah üst mahkemede bu bozulur."
Madenlerdeki faciaların iş kazası olduğunu ifade eden ATALAY, bu konuda Meclis ve siyasi partilerin kamuoyuyla güçlerini birleştirerek hareket etmesi gerektiğini vurguladı.
"Herkes yakınındakinin maskesini indirsin"
Seçim arifesinde bazı köşe yazarları ve siyasilerin, 15 Temmuz'u küçümseyen, Kandil'i yok sayan ifadeler kullandıklarına işaret eden ATALAY, şu değerlendirmeyi yaptı:
"Kandil olmasaydı biz iki Almanya dört de Türkiye olurduk. Dünya büyümemizi, gelişmemizi hiç istemiyor. Sakın uluslararası ilişkilerde dostluk var zannetmeyin. Dostluk falan yok, menfaat, çıkar var. FETÖ meselesi de ufak bir mesele değil. Bunlar maskeyle gezdi. Maskeyle gezen siyasetçi var, sendikacı var, bürokrat var. Bu maskeleri indirmezsek Türkiye'nin önündeki fotoğrafı göremeyiz. Onun için herkes yakınındakinin maskesini indirmeye gayret sarf etsin."
"Biz bu ülkeden yanayız, biz mazlumdan, mağdurdan yanayız." diyen Atalay, 17 milyonun çalıştığı yerde mevcut örgütlenmenin ülkeye yakışmadığını dile getirdi.
KOOP-İŞ Genel Başkanı Eyüp ALEMDAR da üye sayılarının her geçen gün artarak 60 binin üzerine çıktığını ve büyümelerinin devam ettiğini söyledi.
Birçok zorluğa karşın KOOP-İŞ Sendikası adında bir marka değeri oluşturduklarına işaret eden ALEMDAR, bu nedenle Genel Kurulun sloganını "Sendikal hareketin parlayan yıldızı" olarak belirlediklerini kaydetti.
Sendika olarak yaptıkları faaliyetleri ve örgütlenme çalışmalarını anlatan Alemdar, sendikaya emeği geçenlere teşekkür etti.
Genel Kurulda eski Çalışma Bakanları Faruk Çelik ve Murat BAŞESGİOĞLU da birer konuşma yaparak çalışma hayatına ilişkin yaptıkları reformları anlattı.
TÜRK-İŞ Genel Sekreteri Pevrul Kavlak'ın divan başkanlığını yaptığı Genel Kurula, Türkiye Büyük Millet Meclisi İdare Amiri Orhan YEĞİN, TÜRK-İŞ'e bağlı sendikaların genel başkanları, sivil toplum kuruluşu temsilcileri ile KOOP-İŞ üyeleri katıldı.
