Sosyal Güvenlik Kurumu 6. Olağan Genel Kurulu, 28 Aralık 2021 tarihinde sosyal tarafların katılımı ile gerçekleştirildi. Genel Kurula hitaben TÜRK-İŞ Genel Sekreteri Pevrul KAVLAK bir konuşma gerçekleştirdi. KAVLAK, konuşmasında şu konulara değindi:
“Ülkemizde Sosyal Güvenlik Kurumunun gelirleri işçi ve işverenden toplanan primler ile sağlanmaktadır. Devlet doğrudan Sosyal Güvenlik Kurumu’nun finansmanına katkı sağlamamakta ancak bütçe açığı çıkması halinde Hazineden kaynak aktarmaktadır. 2020 yılında SGK’ya 72 milyarı aşan Hazine yardımı yapılmıştır. Devletin sosyal güvenliğin finansmanına katkı yapmasına herhangi bir itirazımız yoktur. Hatta bu uygulama AB ülkelerinde de vardır. Ancak bizim için asıl görev sosyal güvenliğin finansmanını güçlendirmektir. Bunun için de kayıtdışı istihdamı kayıt altına almak önceliğimiz olmalıdır. 2021 Ekim ayı verilerine göre kayıtdışı istihdam oranı yüzde 29,5 olmuştur. 9 milyon kayıtdışı çalışanın yaklaşık 1,5 milyonu tarım dışı sektörde çalışmaktadır. Ülkemizde misafir ettiğimiz geçici koruma kapsamındaki insanlar bu rakamın içerisinde değildir. Kayıt dışı istihdam devletin gelirlerini azaltan, işçi ve ailesinin sosyal güvenlik haklarını elinden alan, yasalara uyan işvereni haksız rekabetle karşı karşıya bırakan bir uygulamadır. Kayıt dışı istihdam işçilerin gelecekte alacakları emekli aylığını düşürmekte, vatandaşın sağlık hizmet kalitesini bozmaktadır. Kayıt dışı istihdam nedeniyle azalan vergi gelirleri halka yeni vergiler olarak yansımakta ödenmeyen ya da eksik ödenen SGK primleri vergi ile birlikte işçi ve işverene yeni yükler getirmektedir. Kısaca kayıt dışı istihdam bütün toplumu olumsuz yönde etkilemektedir. Kayıtdışı istihdamı azaltmak için Bir an önce harekete geçilmesi gerekmektedir.” dedi.
Konuşmasına emekli aylıkların düşüklüğüne dikkat çekerek devam eden Genel Sekreter KAVLAK, “Ülkemiz bazı koşullar bakımından Sosyal Güvenlik alanında dünyadaki mevcut duruma göre iyi bir noktadadır. Ancak ihtiyaçları karşılama konusunda önemli eksiklikler bulunmaktadır. En önemli sorunlarımızın başında hiç kuşkusuz emekli aylığı seviyelerinin düşük olması gelmektedir. Bu hususta geçmişte bazı düzenlemeler yapılmış. Son olarak 1.500 TL’nin altında olanlar, 1.500 TL’ye çekilmiştir. Ancak bu düzenlemelerin sorunlara geçici çözümler üretmekten öteye geçemediği de belirtmek isterim. Emekli aylığı miktarlarının geçinmeye imkân verecek düzeyde kalabilmesi için aylık bağlama oranının yükseltilmesi, ülkenin büyüme hızının yüzde 30’u yerine yüzde 100’ünün dikkate alınması gerekmektedir. Ben 1970’lerin sonunda çalışmaya başladığımda, 5 bin gün prim ödeyen işçi 5 bin lira aylık alacağını, 7 bin gün prim ödeyen işçi 7 bin lira aylık alacağını bilirdi. Bir başka ifadeyle işçi ne kadar çok çalışma hayatında kalırsa o kadar yüksek emekli aylığı alırdı. Şu anda özellikle düşük ücret alan işçiler arasında çalıştıkça emekli aylığı düşen işçiler olduğunu görüyoruz. Bu durum emeklilik için prim gün sayısını dolduran ancak yaşı bekleyen işçileri kayıtdışı çalışmaya sevk etmektedir. Yapılması gereken sistemde daha uzun kalanların daha yüksek aylık bağlama oranları ile emekli olmasını sağlamaktır.” ifadelerini kullandı.
Rapor alan işçiye ilk iki gün geçici iş göremezlik ödeneği ödenmelidir.
Hastalık nedeniyle rapor alan çalışanlara istirahatinin ilk iki günü için geçici iş göremezlik ödeneği ödenmesi gerektiği dile getiren KAVLAK, “Hastalık sebebiyle rapor alan işçiye ilk iki gün için SGK tarafından geçici iş göremezlik ödeneği ödenmemektedir. Bu uygulama hastalanan işçilerin maddi olarak zor duruma düşmesine neden olmaktadır. Türkiye’de sendikasız işçilerin ücret düzeyleri çok düşüktür. Rapor alan işçiye ilk iki gün geçici iş göremezlik ödeneği ödenmemesi mağduriyeti artırmaktadır. Rapor aldığında işçiye ayakta tedavilerde günlük brüt ücretinin üçte ikisi yatarak tedavilerde yarısı ödenmektedir. Yani günlük ücret ortalaması 180 TL olan işçiye günlük 120 TL geçici iş göremezlik ödeneği ödenmektedir. Ayrıca hastalandığı için işe gelmeyen işçiye işveren tarafından yol ve yemek ücreti de ödenmemektedir. Hastalık nedeniyle rapor alan işçiye istirahatinin ilk iki günü için geçici iş göremezlik ödeneği ödenmelidir. Böylece çalışılmayan dönemde işçinin gelirinin düşmesini önlenecektir.” diyerek konuşmasını sonlandırdı.
Genel Kurulda TÜRK-İŞ Genel Sekreteri Pevrul KAVLAK işçileri temsilen SGK Yönetim Kurulu Üyeliğine seçildi.