12.12.2018 tarihinde Sokak Atık Toplayıcıları Derneği Başkanı Recep KARAMAN ve dernek üyesi yaklaşık iki yüz atık toplayıcısı TÜRK-İŞ Genel Merkezine gelerek Genel Başkan Ergün ATALAY’a destek ziyaretinde bulundu.
Bu anlamlı ziyaret sonrası Genel Başkan Ergün ATALAY atık toplayıcılarına teşekkür ederek bir konuşma gerçekleştirdi. Konuşmasında Türkiye’den, yoksuldan, fakirden, işçiden, demokrasiden yana olduğunu ifade eden ATALAY, yakmadan, yıkmadan topluma sahip çıkmaya devam edeceğim ifadelerini kullandı.
Genel Başkan Ergün ATALAY’ın konuşması şu şekildedir:
“Burası 66 senelik bir kurum. Bu bina da 50 senelik bir bina. Ben bu kurumun 12. Başkanıyım. Ben çırak okuluna girdim. Okula giderken mühendis, doktor, başkan olacağım diye gitmedim. Ben okula giderken millet bana okuldan kaçar diye kefil olmadı ama şükrediyorum 1 milyon insan aileleriyle 4 milyon kişinin başkanı oldum.
Geçen sene sizle iftarda tanışma imkanı buldum. Bana sorarlarsa en iyi iftarı bu zamana kadar kimle yaptın diye rahmetli annem, babam, ailemle sonra sizle derim. Yedi sekiz aylık zaman zarfında bu senenin son dergi kapağında siz varsınız. TÜRK-İŞ toplantılarında sizi anlattım. Bunlar bizim parçamız biz akrabayız, yeğeniz, komşuyuz dedim. TÜRK-İŞ bir milyonluk aile ve tamamı sizi tanıyor. Ankara’da altı ay evvel size bakış başkaydı, şimdi yavaş yavaş o bakışı değiştiriyoruz. Recep’i ve arkadaşlarını tanıma imkanı bulduk. Ben sıkıntılı insanların yoksulların, işçilerin, emekçilerin, işsizlerin başkanıyım. Benim görevim bu sorunları ülke gündemine getirmek. Ben yasama yürütme yargı değilim. 1600 TL ile insanlar geçinemiyor bu rakamı yükseltin, ifadem bu benim. Geçen hafta Danimarka’da konuşma yaptım. Salonda dört bin kişi var. Yemeni, Suriye’yi, Irak’ı anlattım. Amerika’nın terör örgütlerine silah verdiğin anlattım. Benim ülkemi kötülemeyin dedim. On ayda 42 milyon turist geldi dedim. Ertesi günü böyle bir tabloyla karşılaştım. Günahtır yazıktır. Sizin duanız, sizin benimle beraber olmanız benim için, yönetim için en büyük keyiflerden bir tanesi.
Ben Türkiye’den, yoksuldan, fakirden, işçiden, demokrasiden yana olmaya, yakmadan yıkmadan topluma sahip çıkmaya devam edeceğim. Sıkıntım olduğu zaman protesto edeceğim. Sıkıntım olduğu zaman eylem de yapacağım ama ne kimseyi sokağa çağırırız. sokağa çağıranlarla da ömrümüz kavgayla geçer. İzmir de grev yapıyoruz. Temmuz ayında başladı grev. Ben de memnun olmuyorum, keyif almıyorum ama işçi diyor ki bana yetmiyor greve çıkacağım. Benim işçiyi dinlemekten başka bir yetkim yok ki. İnadına ülkeden yana olmak lazım. Ülkemize kötülük yapmak isteyenlere mani olmak lazım. Şu anda beraber olmak zamanı. Dışarıya karşı beraber olmak durumundayız. Dışarının bize bakışı ortada. Biz bu salonlarda oturalım diye her gün beş insan can veriyor. Onun için biz milletin parasının emanetçisiyiz. Siz en zor şartlarda çalışanlarsınız. Dağlar kadar arkanızda yığın var. Dinlenme saatinizde bugün bana TÜRK-İŞ’e güç vermek için buradasınız. Hepinize teşekkür ediyorum.”