TÜRK-İŞ Yönetim Kurulu, Soma Maden Faciası’nın beşinci yıldönümü münasebetiyle bir mesaj yayınladı.
13 Mayıs 2014 günü Soma’da başta emek kesimi olmak üzere ülkemizi yasa boğan Türkiye’nin en büyük maden kazası meydana geldi. Soma’da gerçekleşen kaza, nedenleri ve sonuçları değerlendirildiğinde bir kaza değil, katliamdır.
301 Maden İşçisinin Şehit olduğu bu kaza, ülkemizin ekonomik ve sosyal gerçekliğini ortaya dökmüş, daha da görünür kılmıştır. İş Güvenliği alanında çok büyük ihmallerin bulunduğu, çalışma şartlarının acımasızlığı, sömürü çarkının sürmesini sağlayan yapı bir kez daha açığa çıkmıştır. Kimi işverenlerin kâr hırsını esas alarak işçi sağlığını ve güvenliğini bile bile riske atan tutumları halen devam etmektedir.
Son yıllardaki büyük madencilik kazalarına bakıldığında, neredeyse tümünün özel maden ocaklarında yaşandığı gün yüzüne çıkmıştır. Maalesef Soma başta olmak üzere Ermenek’te, Elbistan’da, Siirt’te, yaşananlar aynı büyük resmin bir parçasıdır. Taşeronluk (alt işverenlik) arttıkça, iş cinayetleri de artmaktadır.
Gelişmiş ülkeler, insana ve çalışana değer vererek ekonomik büyümeyi gerçekleştirmektedirler. Öncelikli amaç, insana yakışır çalışma ve yaşama şartlarını oluşturmaktır.
Soma faciası sonrasında iş sağlığı ve güvenliği mevzuatında, madencilerin çalışma ortamı ve şartlarında bir takım düzenlemeler yapılmış ancak istenilen seviyeye ulaşılamamıştır. Böylesi faciaların bir daha yaşanmaması için alınması gereken önlemler ve yapılması gereken politika değişiklikleri bir an önce yerine getirilmelidir. Temel yaklaşım çalışma ortamının insancıllaştırılması ve “İnsan onuruna yaraşır” bir düzeyde olmasıdır.
Faciada yaşamını yitiren 301 maden işçisinin 5 yıldır süren davası geçtiğimiz günlerde karara bağlandı ve facianın sorumlularına verilen cezalar onanarak işverenin madencilik yapma yasağı kaldırıldı. Yargılama sürecinde savcılık tarafından, yüksek cezalar istenilmesine, mahkeme tarafından da sorumlu kişilere 15 yıl ila 22 yıl 6 ay arasında hapis cezaları verilmesine rağmen infaz kanunu gereğince şirketin yönetim kurulu başkanının tutukluluk süresi göz önüne alınarak serbest bırakılması, verilen cezaların yetersizliği bir yana, birde bu cezaların infaz kanunları gereği olarak daha da aşağılara çekilmesi, 301 maden işçisinin ölümüne karşılık her bir işçi için cezaevinde kalınan sürenin bir haftadan az olması başta maden işletmeleri olmak üzere tüm iş cinayetlerinin hafif cezalarla geçiştirileceği endişesini yaşatmaktadır. İşçi tarafı olarak suçluların en ağır bir şekilde cezalandırılmasını beklerken, tahliye kararı verilmesi kamu vicdanını yaralamıştır. Faciaya sebep olanların hak ettikleri cezaları almaları gerektiği yönündeki çağrımızı tekrarlıyor, buna engel olan kanun hükümleri ise bu hükümlerinde gözden geçirilmesini talep ediyoruz.
Bu duygu ve düşüncelerle Soma Faciası’nın beşinci yıldönümünde, 301 Maden şehidimizi rahmetle anıyor, yakınlarına ve tüm sevenlerine başsağlığı diliyoruz.