Türkiye’nin en çok can kaybıyla sonuçlanan “iş cinayeti” olan Soma maden kazasının açıklanan mahkeme sonucuyla ilgili TÜRK-İŞ Yönetim Kurulu adına Genel Başkan Ergün ATALAY bir açıklama yaparak verilen kararın kamu vicdanını rahatlatmadığını söyledi.
TÜRK-İŞ Genel Başkanının yaptığı açıklama şu şekildedir:
“13 Mayıs 2014 tarihinde Soma’da Türkiye’nin en büyük maden faciası olmuş, bu faciada 301 maden işçisi şehit olurken, geride yüzlerce dul ve yetimi bırakarak ülkeyi ve toplumu derinden sarsmıştır.
Soma’da gerçekleşen facianın, nedenleri ve sonuçları değerlendirildiğinde bunun bir kaza değil, katliam olduğu; bir iş cinayeti olduğu tarafımızdan defalarca vurgulanmıştır.
Bu iş kazası/cinayetinin ardından açılan kamu davası sürecinde de mahkemece yapılan keşifler, dinlenen tanıkların beyanları, meydana gelen bu olayın tedbirsizliğin, dikkatsizliğin çok ötesinde bir iş olduğunu, kasıt derecesinde ağır bir ihmalin varlığını açıkça ortaya koymuştur.
Facianın üzerinden dört yıldan fazla bir zaman geçtikten sonra 11 Temmuz 2018 tarihinde nihayet bu dava karara bağlanmıştır.
Ancak sorumlu olarak tespit edilenlere verilen cezalar açıklanınca, olayın büyüklüğü ile verilen cezaların ağırlığı arasında orantısızlık olduğu, cezalandırmada kasıt unsurlarının gözardı edilerek taksirli hareketlerden dolayı ceza verildiği ortaya çıkmıştır. Biz ilk günden beri bunun bir iş cinayeti olduğunu, sorumluluğu bulunanların bu kapsamda yargılanmaları gerektiğini belirttik.
Bu nedenle verilen kararın kamu vicdanını rahatlattığını, adaletin gerçekleştiğini söyleyemiyoruz. Bu kararın üst mahkemece kamu vicdanını rahatlatacak bir şekilde düzeltileceğine inanıyoruz.
Facia sonrasında açılan dava yıllardır işçi kesimi olarak bizlerin sürekli dile getirdiği, düzeltilmesi için çaba gösterdiği olumsuz çalışma koşullarını, iş güvenliği alanında çok büyük ihmalleri, çalışma şartlarının acımasızlığını, taşeron sisteminin neden olduğu olumsuzlukları bir bir gündeme taşımıştır. Buna rağmen, facia sonrasında her ne kadar iş sağlığı ve güvenliği mevzuatında ve çalışma şartlarında birtakım düzenlemeler yapılmış olsa da maalesef işçi sağlığı ve güvenliği alanındaki olumsuzluklar halen sürmektedir.
Kamu vicdanının rahatlaması için insan ve çalışana değer veren, insana yakışır çalışma ve yaşama şartlarını başta madenler olmak üzere tüm işyerlerinde hayata geçiren bir anlayış egemen olmalıdır.”