15 Mart 2017 Çarşamba günü, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet MÜEZZİNOĞLU’nun başkanlığında 2017 yılı Sosyal Güvenlik Yüksek Danışma Kurulu toplantısı gerçekleştirildi.
Toplantıya TÜRK-İŞ'i temsilen Genel Mali Sekreter Ramazan AĞAR katıldı ve bir konuşma gerçekleştirdi. Konuşmasına katılımcıları selamlayarak başlayan AĞAR, toplantının yararlı sonuçlar getirmesini temenni etti. AĞAR konuşmasına şu konulara değindi:
"Günümüzde de kayıtlı istihdamı özendirmek için işverene çeşitli teşvikler uygulanmaktadır. İşveren primlerinden yapılan 5 puanlık indirim, kadın, genç ve özürlü istihdamı için verilen teşvikler ve asgari ücret teşviki gibi uygulamalar, kayıtlı istihdamı artırma konusunda sağlanan desteklerdir.
“Çalışma Hayatında Milli Seferberlik” projesiyle kayıtlı istihdamı artırmak için önemli adımlar atıldığını hepimiz görüyoruz. Bu proje ile yeni işe alınacak işçinin bütün vergi ve prim yükünü devlet üstlenmektedir. Böylece işgücü maliyetinin yüzde 36 oranında azaltılarak istihdam artışı sağlanması düşünülmektedir.
Ancak kabul etmek gerekir ki, genç nüfusa sahip ülkemizde istihdam meselesi, sadece teşviklerle desteklenerek çözülebilecek bir konu değildir.Kayıt dışı istihdamın en önemli nedeni işsizliktir. İşsizliği uzun süreli hale getiren ise eğitimsizliktir.Taşeron üretim sisteminin varlığı kayıt dışı sorununu daha derin bir hale getirmektedir.
Ülkemizde kayıt dışı istihdam yüzde 33 düzeyindedir. Bir başka ifade ile 9 milyon kişi kayıt dışı çalışmaktadır.Kayıt dışı istihdam en yaygın olarak tarım sektöründedir. Bunu inşaat sektörü izlemektedir. Eğlence ve konaklama işlerinde de kayıt dışı istihdam yaygındır. Sadece ücretli ve yevmiyeli işçiler, asgari ücret üzerinden kayıt altına alınsa, yaklaşık olarak kurumun kasasına yılda 19 milyar lira prim, maliyenin kasasına 9 milyar lira vergi girecektir.
Kayıt dışı istihdam;devletin gelirlerini azaltmakta, işçi ve ailesinin sosyal güvenlik haklarını elinden almakta, yasalara uyan işvereni haksız rekabetle karşı karşıya bırakmaktadır.
Kayıt dışı istihdam, emeklinin maaşını düşürmekte, vatandaşın sağlık hizmet kalitesini bozmaktadır.Kayıt dışı istihdam nedeniyle azalan vergi gelirleri halka yeni vergiler olarak yansımakta, ödenmeyen ya da eksik ödenen SGK primleri vergi ile birlikte işçi ve işverene yeni yükler getirmektedir. Kayıt dışı istihdamın sonuçları bütün toplumu yakından ilgilendirmektedir.
Sayın Bakanım,İşsizlik, kayıt dışı istihdamı artıran bir özelliğe sahiptir. İnsanlar yaşamak için çalışmak ve gelir elde etmek zorundadır. Uzun dönem işsizlik, insanları kötü çalışma koşullarına rağmen kayıt dışı istihdama mecbur bırakmaktadır.
Bu nedenle kayıt dışı istihdama kalıcı çözüm bulmanın ilk şartı işsizlik oranını düşürmektir. İşsizliği azaltmanın ilk şartı da, gençlere yeni istihdam alanlarının açılmasıdır.Ancak yeni istihdam alanları insan onuruna yaraşır işler olmalıdır.
Büyük işletmelerin çoğu son yıllarda işlerin önemli bir bölümünü kayıt dışı istihdamın yaygın olduğu taşeronlara yaptırır hale gelmiştir.İşletmelerin rekabet edebilmesi için ucuz işçiliğe yani taşeron sistemine geçildiği belirtilmektedir. Taşeron çalıştırma aslında pahalı bir tercihtir.
Hepimizin bildiği gibi kayıt dışı istihdam ile artan rekabet gücü kısa vadeli olacaktır. Üretimde yüksek katma değer yaratacak ileri teknoloji kullanılmalıdır. Dünyada 4. Sanayi Devriminin konuşulduğu bu dönemde, rekabet gücünü emek maliyetini kısarak artırmak mümkün değildir.
Kayıt dışı istihdama, kuralsız ve güvencesiz çalışma biçimlerine değil, AR-GE yatırımlarına, sendikalı işyerlerine, eğitimli işgücüne ihtiyacımız bulunmaktadır.
Sayın Katılımcılar,
Kayıt dışı istihdam ile mücadele konusunda dikkat edilmesi ve önlem alınması gereken bir diğer husus Suriyeli mültecilerin durumudur.Ülkemizde son verilere göre; 3 milyona kişiye ulaşan Suriyeli geçici koruma kapsamında bulunmaktadır.Suriyelilerin büyük bir bölümü genç ve vasıfsızdır. Dil bilmeyen Suriyeli, Türk işçisinin üçte biri ücretine çalışmayı kabul etmektedir.Türk işçisi, bu ücretle çalışmamakta ve şu anda Suriyelilerin istihdam edilmediği sektörlere yönelmektedir.İşlerinden olan insanların sayısı artmaya devam ettikçe toplumsal huzursuzluğun artması da kaçınılmazdır.
Bu nedenle ülkemizin ekonomik ve toplumsal durumunu yakından ilgilendiren Suriyeli mültecilerin gelecekteki durumu ile ilgili uzun vadeli politikaların belirlenmesi büyük önem taşımaktadır.Kayıt dışı istihdamla mücadelede bu husus ihmal edilmemelidir.
Sosyal güvenlik sisteminin sürdürülebilir olması gelecek kuşaklar açısından büyük önem taşımaktadır. Bu nedenle sistemin gelirlerinin artırılması gerekmektedir.Kayıt dışı istihdamın kayıt altına alınması ve yeni istihdam alanlarının açılarak işsizliğin azaltılması, sisteme çok önemli gelir kaynağı oluşturacaktır.
Kayıt dışı istihdamın bir diğer boyutu eksik gün ve ücret bildirimidir.Uygulamada Sosyal güvenlik Kurumuna işçilere ödenen ücret üzerinden değil asgari ücret üzerinden bildirim yapılması çok yaygın görülmektedir.Bu sadece Kurumun gelirlerini azaltmamakta işçinin gelecekte alacağı emekli aylığı seviyesini de düşürmektedir.
İşçilerin kıdem ve ihbar tazminatlarının, hastalandıklarında ya da iş kazası geçirdiklerinde alacakları ödenek miktarının da düşük hesaplanmasına sebep olmaktadır.
Sayın katılımcılar,
Uygulamada yaşanan bu sorunlar etkin bir denetim sistemi ile çözülebilir.Ancak ülkemizdeki toplam işyeri sayısı düşünüldüğünde denetim için yeterli personelin Kurum bünyesinde istihdam edilmediği görülmektedir. Kuruma personel alımı yapılmakta, ancak alınan personelin önemli bölümü de ücret ve sosyal hakların yetersizliğinden dolayı işten ayrılmak zorunda kalmaktadır.
Gelişmiş ülke örneklerinde olduğu gibi Sosyal Güvenlik Kurumunun hizmet kalitesinin ve veriminin artırılması için eksik olan personelin bir an önce istihdam edilmesi gerekmektedir.
Konuşmamı sonlandırırken, Kurum başkanı ile yönetim kurulu üyelerine ve özellikle büyük bir fedakarlıkla görev yapan çalışanlarına, katkılarından, verdikleri emekten dolayı teşekkür ediyorum.
Bu düşüncelerle sizleri saygı ile selamlıyorum." diyerek sözlerini tamamladı.