TÜRK-İŞ Genel Başkanı Ergün ATALAY ile sivil toplum kuruluşlarının başkan ve temsilcileri, 2 Mart 2020 pazartesi günü Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ı makamında ziyaret ederek harekat kapsamında desteklerini iletti. Genel Başkan Ergün ATALAY ve sivil toplum kuruluşlarının yöneticileri, 2 Mart 2020 pazartesi günü Milli Savunma Bakanı Hulusi AKAR ve Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) Komuta Kademesini ziyaret etti. Heyet kendilerini kabul eden Bakan AKAR ve TSK Komuta Kademesi'ne teşekkür ederek, her kritik dönemde milletin ve devletin yanında durduklarını ifade etti.
-Anlamlı ziyaret
Milli Savunma Bakanı Hulusi AKAR ise, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) uzman erbaş ihtiyacının karşılanmış olması nedeniyle Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri Komutanlıklarına dış kaynaklardan uzman erbaş temini yapılmayacağını bildirdi.
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Ümit Dündar, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hasan Küçükakyüz ve Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Adnan Özbal’ın da katıldığı görüşmede konuşan Bakan Hulusi AKAR, ziyaretin kendileri için çok anlamlı olduğunu belirtti.
Bahar Kalkanı Harekatı'nın başarıyla devam ettiğini ifade eden AKAR, bunun sadece askeri bir faaliyet olmadığını, harekatın çok önemli insani bir boyutunun da bulunduğunu söyledi.
-Mazlumun ve mağdurun yanında
Tüm dünyaya hakkı, adaleti, barışı ve huzuru getiren atalarından aldıkları ilhamla her zaman mazlumun ve mağdurun yanında olduklarını vurgulayan Bakan Hulusi AKAR, şöyle konuştu:
"Bir taraftan ülkemizin ve halkımızın, 83 milyonun hakkını, hukukunu, güvenliğini, huzurunu, egemenliğini, bağımsızlığını ve bunlara karşı yönelik risk ve tehditleri ortadan kaldırmak için, diğer taraftan da mazlum, mağdur Suriyeli kardeşlerimizin hakkını hukukunu korumak için elimizden gelen gayreti gösteriyoruz. Bu konuda epey bir mesafe kat ettik. Bu sadece Türkiye'nin bir meselesi değil, sadece oradaki insanların kurtarılması meselesi değil. Tüm dünyanın, NATO'nun, tüm ülkelerin, sadece kadınların, çocukların ve binlerce masum insanın değil, aynı zamanda medeni dünyanın vicdanının bu enkazların altında kaldığını da görmesi gerekir."