TÜRK-İŞ Başkanlar Kurulu 13 Ekim 2014 Pazartesi günü olağan toplantısını yaparak, çalışma hayatıyla ilgili gündemindeki konuları ve ülkedeki son gelişmeleri değerlendirmiş, aşağıdaki hususların duyurulmasına karar vermiştir:
“TÜRK-İŞ Başkanlar Kurulu, ülkede son günlerde gelişen olayları derin bir kaygıyla izlemektedir. Ülkemiz güneydoğu sınırının ötesinde gelişen olayların gerekçe yapılarak, bazı gruplar tarafından sivil halka yönelik terör olaylarına girişilmesini kınamaktadır. Olaylar sonucunda, onlarca vatandaşımız hayatını kaybetmiş, yüzlerce vatandaşımız yaralanmıştır. Yapılan silahlı saldırı sonucu iki güvenlik görevlisinin şehit edilmesi acımızı daha da arttırmıştır. Ölenlere Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı ve sabır diliyoruz.
Yakın geçmişte ülkede yaşanılan olaylardan her kesim gereken dersleri çıkartmalıdır. Demokrasiye, birliğe ve kardeşliğe yönelik hareketlere karşı herkesin dayanışma içinde el ele olması gerekmektedir. Özellikle siyasal sorumluluk taşıyanlar söylemlerinde çok dikkatli olmalıdır. Aynı zaman diliminde birçok ilimizde yoğunlaşan ve yaygınlaşan olaylarda, bazı kamu kuruluşları ile şahısların binalarına, araçlarına saldırı yapılmış, tahrip edilmiştir. Ortaya çıkan yağma ve talan görüntüleri toplumun tüm kesimlerini rahatsız etmiştir. Herkesi sağduyulu davranmaya ve toplumsal huzuru bozacak davranışlardan kaçınmaya davet ediyoruz.
Türkiye Cumhuriyeti Devletinin demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti niteliklerine yapılan her türlü saldırıya karşı çıkmak, ülkedeki tüm kişi ve kurumların görevidir. Temel insan hak ve özgürlükleri güvencesinde, geleceğe güvenle bakmak, çocuklarımıza birlik ve barış içinde mutlu bir gelecek sağlamak hepimizin ortak amacı olmalıdır. TÜRK-İŞ topluluğu, her türlü siyasal görüş, inanç ve kökene mensup yüzbinlerce işçinin birliğini bünyesinde toplayan bir kuruluş olarak, bu doğrultudaki mücadelesini kararlılıkla sürdürecektir.
TÜRK-İŞ Başkanlar Kurulu, Orta Vadeli Plan’da yer alan “özel istihdam bürolarının yaygınlaştırılması ve faaliyet alanlarının geçici iş ilişkisini de kapsayacak biçimde genişletilmesi” ile “bireysel hesaba dayanan bir kıdem tazminatı sisteminin geliştirilmesi” yaklaşımını, işçi haklarına yönelik bir tavır olarak değerlendirmektedir. Kıdem tazminatı ile ilgili genel kurul kararımız halen geçerlidir. İşçi konfederasyonlarının karşı çıkışıyla daha önce Sayın Cumhurbaşkanı tarafından geri çevrilen düzenlemeler yeniden gündeme getirilmemelidir. Bu ve benzeri girişimlerin toplumsal huzur ve iş barışı getirmeyeceği bilinmelidir.
TÜRK-İŞ Başkanlar Kurulu, ülkede yaşanan iş kazalarının, emek maliyetini düşük tutarak rekabeti ve karlılığı sağlamanın, ağır ihmalin, eğitimsizliğin, denetimsizliğin ve yaptırım eksikliğinin sonucu olduğu görüşündedir. İşyerlerinin insana yakışır, elverişli çalışma koşullarına sahip, güvenli ve sağlıklı bir yapıya kavuşturulmasının önemine işaret etmektedir.
Türkiye, iş kazalarının ve meslek hastalıklarının en yoğun olduğu inşaat, maden ve tarımsal alanlardaki ILO sözleşmelerini vakit geçirilmeden onaylamalı ve gereği yapılmalıdır. 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu, son gelişmeler ışığında ele alınmalı, sosyal taraflar arasında yeniden müzakere edilerek düzenlenmelidir.
Küresel ekonomik kriz şartlarında ara verilen özelleştirme uygulamalarına önümüzdeki dönem hız verileceği görülmektedir. Özelleştirmenin yanlışlığı günümüzde açıkça ortaya çıkmıştır. Dünyada yaşanan ekonomik kriz sonrası birçok ülkede özelleştirme politikaları terk edilmiş, yeniden kamulaştırma yapılmaktadır. Ülkede ve özellikle doğu-güneydoğu bölgesinde özelleştirilen/tasfiye edilen kamu işletmelerinin yol açtığı boşluk, tüm teşviklere rağmen, giderilememiştir. Şimdiye kadar yapılan özelleştirmelerin ülkeye ve çalışanlara bir faydası olmamıştır. İşçilerin bu konudaki talep ve beklentileri dikkate alınmalı, özelleştirmeyle ilgili yargı kararları, Anayasa mahkemesinin de kararı dikkate alınarak, titizlikle yerine getirilmelidir.
TÜRK-İŞ Başkanlar Kurulu, başta sınır komşumuz Suriye olmak üzere, Türkiye’ye göç etmek durumunda olanlara insani yardımda bulunulmasını olumlu karşılamaktadır. Ancak bu misafirliğin kalıcı hale gelmesi, beyana dayalı kimlik ve çalışma izni verilmesi konularında, daha sonra bir sorun yaşanmaması için dikkatli ve titiz davranılmasını gerekli bulmaktadır. Kayıtdışı istihdamın ve işsizliğin daha da yaygınlaşacağı, ücret seviyelerinin daha da gerileyeceği bir sonucun ortaya çıkmaması sağlanmalıdır.
Siyasal iktidar, demokrasiyi, hukukun üstünlüğünü, insan haklarını temel çıkış noktası yapmakta ve konuda ilerleme sağlamayı amaçladığı bilinmektedir. Demokrasinin temelinde örgütlü toplum yatmaktadır. TÜRK-İŞ Başkanlar Kurulu, sendikal örgütlenmenin önündeki engellerin ortadan kaldırılmasına yönelik düzenlemelere öncelik verilmesini talep etmektedir.
AB Komisyonu tarafından yayımlanan 2014 İlerleme Raporunda yer alan tespit, eleştiri ve öneriler dikkatle değerlendirilmeli, AB süreci hızlandırılmalıdır. Özellikle “sosyal politika ve istihdam” başlıklı 19. Fasıl’ın gerekleri uygulamada karşılığını bulmalıdır.
Daha adil ve sürdürülebilir bir dünya ekonomisi inşasında G20 ülkelerine önemli görevler düşmektedir. TÜRK-İŞ Başkanlar Kurulu, 2015 yılı Türkiye Dönem Başkanlığının, ülkemiz açısından önemli platform olacağı düşüncesindedir. Çalışan kesim L20 adı verilen yapıyla görüşlerini G20 düzeyinde temsil etmektedir. Bu yapı, aynı zamanda G20’ye ev sahipliği yapan ülkede faaliyet gösteren sendikaların desteği ile hareket etmektedir. 2015 yılında da, bu amaca yönelik çalışma yapmak üzere TÜRK-İŞ başkanlığında, HAK-İŞ ile DİSK’in de yer aldığı bir “L20 Türkiye Organizasyon Komitesi” kurulmuştur.
TÜRK-İŞ Başkanlar Kurulu, Türkiye’nin 2015 dönem Başkanlığı’nın, küresel düzeyde insan onuru, eşitlik ve esenlik ilkelerinin güçlendirilmesi yolunda önemli bir ara durak olmasını temenni etmektedir.
TÜRK-İŞ Başkanlar Kurulu, üye işçilerimiz tarafından yurdun çeşitli bölgelerinde hak ve özgürlükleri için sürdürülen haklı ve meşru mücadeleleri ile grev uygulamalarını desteklemekte ve selamlamaktadır.”