05.02.2015 tarihli TÜRK-İŞ Başkanlar Kurulu Bildirisi…
TÜRK-İŞ Başkanlar Kurulu 05 Şubat 2015 Perşembe günü Ankara’da, Konfederasyon genel merkezinde olağan toplantısını yaparak, çalışma hayatıyla ilgili gündemindeki konuları ve ülkedeki gelişmeleri değerlendirmiş, aşağıdaki hususların duyurulmasına karar vermiştir:
“TÜRK-İŞ Başkanlar Kurulu, işçi hak ve özgürlüklerinin önündeki engellerin ortadan kaldırılması, sendikal örgütlenmenin yaygınlaştırılması, çalışanların yaşama ve çalışma koşullarının iyileştirmesi doğrultusunda Konfederasyonumuz tarafından belirlenmiş ve Yönetim Kurulu tarafından en üst düzeyde yetkililere yazılı ve sözlü olarak iletilmiş olan taleplerimiz konusunda somut adımlar atılmasını beklemektedir. Çalışma hayatıyla ilgili gündeme getirilen bazı kanun taslakları, kamuoyuna yansıyan görüşler, yaşanan uygulamalar karşısında büyük bir kaygı duyulmaktadır.
İşçilerin en kutsal kazanılmış haklarından olan kıdem tazminatı, bugün yine ve yeniden tartışma konusu yapılmak istenmektedir. Kıdem tazminatı, işçilerin ve sendikaların en duyarlı olduğu hakların başında gelmektedir. Kıdem tazminatı Türk İş Hukukuna 1936 tarihli 3008 sayılı İş Kanunu ile girmiştir. Bu hakkın aşındırılması değil, korunması ve geliştirilmesi temel yaklaşım olmalıdır. İşçilerin bilinen tüm tepkisine rağmen, kıdem tazminatında gündeme getirilmek istenen ve hak kayıplarına yol açacak düzenlemeleri işçiler kabul etmeyecektir.
TÜRK-İŞ Başkanlar Kurulu, kıdem tazminatına ilişkin olarak yıllardan beri süregelen görüşünü bugün de muhafaza etmekte, Konfederasyonun en üst karar organı genel kurulda alınan kararı bir kez daha hatırlatmakta yarar görmektedir.
TÜRK-İŞ Başkanlar Kurulu, “Ailenin ve Dinamik Nüfus Yapısının Korunması” amacıyla Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından hazırlanan kanun taslağında, özel istihdam bürolarının görevlerinin düzenlenerek, faaliyetleri arasına geçici iş ilişkisi kurma yetkisinin verilmesini, gerek usul gerek içeriği itibariyle doğru bulmamaktadır. Benzeri düzenleme, 2009 yılında Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından hazırlanan bir kanun tasarısı içerisinde Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne getirilmiş, görüşülerek kabul edilen tasarı, Sayın 11. Cumhurbaşkanımız tarafından, başta Konfederasyonumuz olmak üzere işçi kesiminin haklı tepkileri dikkate alınarak, onaylanmamıştır.
TÜRK-İŞ Başkanlar Kurulu, çalışma hayatının hassas dengelerini gözetmek yerine, geçmişte müzakere edilen ve işçi kesiminin günümüzde de geçerli haklı gerekçelerle karşı çıktığı, özel istihdam bürolarına geçici iş ilişkisi kurma yetkisinin verilmek istenmesini, işçi haklarına ve sendikal örgütlülüğe karşı yeni bir saldırı örneği olarak görmekte ve yapılmak istenen düzenlemelere karşı çıkmaktadır.
TÜRK-İŞ Başkanlar Kurulu, çalışma hayatını doğrudan ilgilendiren konularda, sosyal taraflarla herhangi bir görüşme ve yazılı bilgilendirme yapılmadan, üçlü yapının gereği olan sosyal diyalog mekanizması işletilmeden ve görüş istenmeden yasal düzenleme yapılması alışkanlığına dikkat çekmektedir. Sosyal taraflar görüşlerini ancak TBMM çalışmaları sırasında ve sınırlı bir zaman süresinde açıklama imkanı bulabilmektedir. Çalışma hayatını doğrudan ya da dolaylı olarak ilgilendiren tüm konularda, üçlü danışma mekanizmalarına işlerlik kazandırılmalı ve sosyal tarafların etkin katılımına her düzeyde imkan sağlanmalıdır.
TBMM’de görüşülmekte olan ve “İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ile Bazı kanunlarda Değişiklik” yapılmasına dair Kanun Tasarısında da, özellikle yeraltı maden işyerlerindeki çalışma şartları ve süreleriyle ilgili bazı olumlu değişiklikler yapılmıştır. Ancak, esas itibariyle iş kazalarının önlenmesine yönelik tedbirleri kapsaması gereken düzenlemelerde, işçi kesiminin ikazına rağmen, koruyucu malzemesini kullanmayan işçinin tazminatsız olarak iş sözleşmesinin feshedilmesine imkan verilmektedir. Aynı şekilde, örgütlenmenin mümkün olamayacağı, işçinin korumasız kalacağı a-tipik çalışma kapsamında olan uzaktan çalışmanın kabul edilmesi ile sanayiden sayılan işler hariç diğer işlerde günlük gece çalışma süresinde 7,5 saatlik sınırın kaldırılması da, TÜRK-İŞ başkanlar Kurulu tarafından, esnek istihdamı amaçlayan kabul edilemez düzenlemeler olarak görülmektedir.
Soma’da meydana gelen işkazası sonucu kapatılan maden ocaklarında şehit olan ve işten çıkarılan yaklaşık 2.850 işçinin, başta kıdem tazminatı olmak üzere tüm yasal hakları bir an önce ödenmelidir.
Siyasal iktidar, işçi haklarına yönelik bakış açısını, Bakanlar Kurulu kararıyla grev erteleyerek bir kez daha ortaya koymuştur. Grev hakkı, işçi sınıfının büyük mücadeleler sonunda elde ettiği bir haktır. Onayladığımız uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınmıştır. Anayasa değişikliği paralelinde grevle ilgili yasal kısıtlamaların kaldırıldığı resmi belgelerde ileri sürülürken, grev hakkının kullanımı hükümet tarafından engellenmektedir. Geçmişte Konfederasyonumuza üye sendikalarımızın THY grevi ve Paşabahçe grevi, hiçbir ilgisi olmamasına rağmen “genel sağlık ve milli güvenlik” gerekçe gösterilerek Bakanlar Kurulu tarafından ertelenmişti. Şimdi de metal işkolunda yine grev ertelemesi kararı alınmıştır. Bu grev ertelemesi değil açıkça grev yasağıdır. Grev hakkının kullanımının açıkça ortadan kaldırılmasıdır. Türkiye işçi sınıfı buna karşı tepkisini ulusal ve uluslararası her platformlarda kararlılıkla ortaya koymaya devam edecektir.
TÜRK-İŞ Başkanlar Kurulu, G20 Zirvesi platformunda 2015 yılı Türkiye Dönem Başkanlığını ülkemiz ve işçi hareketi açısından önemli bir fırsat olarak değerlendirmektedir. Bu kapsamda, L20 Organizasyon Komitesini oluşturan üç işçi konfederasyonunun birlikte çalışmaları, emek kesiminin karşı karşıya bulunduğu sorunların aşılması ve uluslararası sendikal hareket ile birlikte politika geliştirilmesi açısından yararlı olacaktır. TÜRK-İŞ, taleplerin ulusal ve küresel boyutta takipçisi olmaya devam edecektir.
Dünyada ve Türkiye’de yaşanan gelişmeler, uygulanan ekonomik ve sosyal politikalar, başta ücretli çalışanlar olmak üzere dar ve sabit gelirli tüm kesimleri olumsuz etkilemektedir. 2015 yılında geçerli olmak üzere işçi kesiminin muhalefeti ve fakat işveren-hükümet temsilcileri tarafından belirlenen asgari ücret yetersizdir. Emekli maaşlarına enflasyon oranında zam yapılması farklı gelir düzeylerinde var olan eşitsizliği artırmıştır.
TÜRK-İŞ Başkanlar Kurulu, insan onuruna yaraşır bir gelir düzeyi tespit edilmeden ve gelirler buna uygun olarak yeniden düzenlenmeden, enflasyon oranındaki artışın, geçim şartlarını iyileştirmediği, gelir dağılımını daha da adaletsiz kıldığı görüşündedir.
TÜRK-İŞ Başkanlar Kurulu, sağlık hizmetlerinden yararlanma aşamasında, özellikle düşük gelirli sigortalıların kısıtlı aile bütçesinden ödemek durumunda bırakıldıkları katkı payı ve ilave ücretin kaldırılması gerektiğini savunmaktadır.
TÜRK-İŞ Başkanlar Kurulu, yürürlük süresi 2015 yılında başlayan kamu kesimi toplu iş sözleşmelerinde, üye işçilerimizin emeklerinin karşılığının alınması ve insan onuruna yaraşır bir yaşama düzeyini sağlamak üzere, geçmiş dönemlerde olduğu gibi, birlikte davranılmasını kararlaştırmıştır. Bu kapsamda, işkolu barajı nedeniyle, örgütlü bulundukları işyerlerinde bile toplu iş sözleşmesi yapabilme yetkisini kaybedebilecek sendikaların sorununa çözüm bulunması için sürdürülen çalışmalar desteklenmektedir.
TÜRK-İŞ Başkanlar Kurulu, özellikle kıdem tazminatı ve özel istihdam büroları aracılığıyla geçici iş ilişkisi kurulması konularında dikkat çekmek ve kazanılmış hakların korunmasında ve geliştirilmesinde kararlığımızı göstermek amacıyla, öncelikle 6 bölge merkezinde kitlesel basın toplantısı yapılmasını kararlaştırmıştır.
TÜRK-İŞ Başkanlar Kurulu, muvazaalı olarak taşeron işçisi adı altında çalıştırılan karayolu işçilerinin, kesinleşmiş yargı kararına rağmen kadroya alınmamaları nedeniyle verdikleri mücadeleyi, Ağaç-İş Sendikasının örgütlü olduğu, Kastamonu'da faaliyet gösteren Kronospan Grup SFC Entegre Orman Ürünleri San.A.Ş.'nin 230 işçiyle sürdürdüğü grev ile işçilerimiz tarafından yurdun çeşitli bölgelerinde hak ve özgürlükleri için sürdürülen haklı ve meşru mücadeleleri desteklemekte ve selamlamaktadır.