İki gün sürecek olan eğitim seminerine TÜRK-İŞ Genel Başkanı Ergün Atalay, Adana Valisi Mustafa Büyük, Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü, TÜRK-İŞ Genel Mali Sekreteri Ramazan Ağar, TÜRK-İŞ Genel Eğitim Sekreteri Nazmi Irgat, konfederasyona bağlı sendikalar, işyeri temsilcileri ve çok sayıda işçi katıldı.
Eğitim seminerinin açılışında bir konuşma yapan TÜRK-İŞ Genel Başkanı Ergün Atalay konuşmasında ülkemizde ve dünya da yaşanan sıkıntılara ve çalışma yaşamındaki problemlere de değinerek şu ifadelere yer verdi; “TÜRK-İŞ 63 yıl önce evvela Türkiye’den yana, sonra temsil ettiği işçilerden yanaydı, dün öyleydi, bugün de böyle, benden sonra da öyle olmaya devam edecek.
Bizim gidecek hiçbir yerimiz yok. Etrafımızdaki ülkeler yüzyıllardan beri bize geliyor. Bizim ülkemizde bir şey olursa bizim gidecek hiçbir yerimiz yok.
Türkiye yoksa TÜRK-İŞ’te olmaz. Hiçbirşey olmaz. İpleri dışarıda olanlara meydan vermeyelim. Bu işten karlı çıkan silah tüccarları var. Bunu görmezden gelmeyelim.
Ülkemizde 6-7 Ekimde başlayan olaylar çalışma hayatının sorunlarını yine ikinci plana atıyor. Soma olayı çalışma hayatında bir milat olmuştur. İşçi sağlığı ve güvenliği konusunda sendikaların üzerine düşen görevleri yerine getirmesi gerekir. Sendikacıların kendilerine çeki düzen vermesi lazım. Ancak bu ülkede işçinin çok ciddi sorunları var. Örnek vermek gerekirse Ocak ayında 2000 TL alan kamu işçisi Ekim ayı geldiğinde 1700 TL maaş alıyor. Ülkemizde vergi adaletine acilen ihtiyacımız var. O yüzden şu an mecliste görüşülen vergi sisteminde bir düzenleme yapılması mutlak gereklidir. Bu ülkede sadece güneydoğu bölgesinde yoksul vatandaşlar bulunmuyor. Adana'nın 20 km dışarısına çıktığınızda da yoksul insanlarla karşılaşıyorsunuz. Bu Adapazarı için de, Ankara için de ve diğer illerimiz için de geçerli.Özelleştirme bu ülkeye hiçbir fayda getirmedi. Şeker fabrikaları 60 yıldan beri bu ülkenin büyük bir dinamiği. Ancak şu an özelleştirilmesi söz konusu. Bu konu üzerinde önemle durulması gereken bir konu" dedi.
