TÜRK-İŞ, ÜCRETLİ ÇALIŞANLARA KARŞI VERGİDEKİ HAKSIZ VE ADALETSİZ DURUMUN ORTADAN KALDIRILMASINI TALEP ETTİ.
Sayın Mehmet ŞİMŞEK
Maliye Bakanı
Ankara
Maliye politikası uygulamasının temel aracı olan bütçe “2015 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı” olarak Yüce Meclisimizde görüşülmektedir.
Anayasada, herkesin mali gücüne göre vergi ödemekle yükümlü olduğu ifadesi yer almaktadır. Ancak uygulamada ücretli çalışanlar üzerinde ağır bir vergi yükü bulunmaktadır. Bu durum işçiler tarafından sıklıkla şikayet konusu yapılmakta ve haklı tepkilere neden olmaktadır.
Ülkemizde gelir vergisi ödeyenlerin çoğunluğunu ücretliler oluşturmaktadır. Gelir ve kazanç üzerinden alınan verginin yaklaşık üçte ikisi ücretliler tarafından ödenmektedir. Toplam vergi gelirleri içinde yüzde 70’lere ulaşan dolaylı vergiler çalışanların vergi yükünü daha da artırmaktadır.
Ödeme gücüne göre vergi alınmasının bir temel amacı da, insan onuruna yaraşır bir yaşama düzeyini sağlayacak yeterlilikte bir gelirin vergi dışı bırakılmasıdır. Oysa ücretlilere uygulanan “asgari geçim indirimi” yılbaşındaki asgari ücretin yarısıdır. Buna göre 2014 yılında bekar bir işçi aylık 80,33 TL tutarında asgari geçim indiriminden yararlanmaktadır. 2015 yılı Programında öngörüldüğü gibi asgari ücret artışı yapıldığında bu tutar sadece 6,83 TL daha fazla olacaktır.
İşçiler üzerindeki vergi baskısı, özellikle 2004 yılında özel indirim tutarının kalkması, ardından ücretliler lehine olan ayırım ilkesinden vazgeçilerek vergi tarifesinin teke indirilmesi ve çalışanların üçüncü dilimdeki gelir vergisi tarifesine uygulanan vergi oranının yüzde 20’den yüzde 27’ye yükseltilmesi gibi nedenlerle artmıştır.
2006 yılı öncesi ücretlilerin ilk vergi oranı yüzde 15, ücret dışı gelirlerin oranı yüzde 20’den başlarken, ücretliler lehine olan “ayırım ilkesi” düzenlemesi ortadan kaldırılmış, ücret ile ücret dışı gelir sahipleri yüzde 15 oranında eşitlenmiştir. Yani vergi oranı ücretliler dışında olanlar için 5 puan iyileştirilmiştir. Ücretli çalışanları işverenler ile aynı oranlarda ve tarifede vergilendirmek haksız ve adaletsiz bir uygulamadır. Ayrıca yüzde 25 oranı yüzde 27 olarak düzenlenerek, ücretliler daha fazla gelir vergisi ödemek durumunda kalmıştır. Öte yandan, 2013 yılında yıllık 10.700 TL olan ilk gelir vergisi dilimi 2014 yılında sadece yıllık 300 TL artırılmıştır.
Bakanlığınız uygulamasının önemli ve olumsuz etkisi toplu sözleşme görüşmelerinde ortaya çıkmaktadır. Vergi kesintileri nedeniyle işçinin Ocak ayında eline geçen net ücreti, ilerleyen aylarda giderek düşmektedir. Asgari ücret almakta olan bekar bir işçi bile, Aralık ayında bir üst vergi oranından vergi ödemek durumunda kalmaktadır.
Vergi yapısındaki bu çarpıklık nedeniyle, bağıtlanan toplu iş sözleşmesiyle belirlenen ücret zammı anlamını yitirmekte ve ücret artışının çoğu ilerleyen aylarda vergi artışına gitmektedir. Bu uygulamanın kabul edilebilir yanı kalmamıştır, adalet duygusunu zedelemektedir. Bunun sürdürülmesi iş barışını ve giderek sosyal barışı daha fazla bozacaktır.
Bu konuda Konfederasyonumuz tarafından hazırlanan dosya Vergi Konseyi’ne de sunulmuş ve Bakanlığınıza iletilmiştir. Türkiye'de vergi alanında gerçek anlamda yapılacak bir reform, ancak ücretliler aleyhine var olan çarpık yapının değiştirilmesiyle mümkün olacaktır. Öncelikle emek üzerindeki vergi yükünün azaltılması ve verginin geniş kitlelere adil bir şekilde yansımasının sağlanması gerekmektedir. Bu ülkenin sağladığı kaynakları kullanarak gelir ve servet elde edenler, topluma karşı yükümlülüklerini yerine getirmeli ve kazançları oranında vergi ödemeleri sağlanmalıdır.
Talebimiz ve beklentimiz; 2015 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunuyla ilgili Yüce Meclis’te yapılacak müzakerelerde, ücretli çalışanlara karşı yukarıda değindiğimiz haksız ve adaletsiz durumun ortadan kaldırılmasıdır. Bu kapsamda; asgari geçim indiriminin asgari ücret seviyesine getirilmesi, işçiler için gelir vergisi tarifesindeki oranların düşürülmesi ve miktarların artırılması düzenlemesi yapılmalıdır.